Tapu iptali ve tescil, yıkım-
Her alınan karar için bulunması gereken toplantı nisabına (778) ulaşılmadığından, kararların Yasa'nın 45/2 nci ve anasözleşme uyarınca mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiği- TTK 380. maddeye göre, bilanço ve ibranın, kooperatifin gerçek durumunu yansıtması gerektiği- Bilanço ve gelir gider tablosunun tüm açıklık ve ayrıntıları ile açıklanıp irdelenmişse, genel kurulca verilen ibra kararının, gerçek anlamda borçtan kurtarma ve aklama niteliğini taşıyacağı; ibranın, sadece genel kurulun bilgisine sunulan işlemleri içereceği açıklanmamış ve belgeye dayandırılmamış ve vasat yetenekli bir ortağın anlayamayacağı konularda ibranın yok sayılacağı- Genel kurul tutanağının sonunda davacıların muhalefet beyanında bulundukları ve tutanağa yazılı beyan eklettikleri gözden kaçırılarak, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı hüküm tesisinin hatalı olduğu-
Süresi içinde açılmayan şuf’a davasının «hak düşürücü süre ge-çirildiği» gerekçesiyle reddi gerekeceği-
Mahkemece kararın verilmesinden sonra Türk Medeni Kanunu'nun 303/2. maddesi hakkındaki iptal kararı yürürlüğe girdiğinden ve Yasa’da çocuk için hak düşürücü süre artık bulunmadığından mahkemece bu hususun değerlendirilmesinin, taraf delillerinin toplanmasının, DNA incelemesinin yapılmasının, nüfus idaresine husumetin düşmeyeceğinin gözetilmesi suretiyle bir karar verilmesinin gerekeceği-
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davası-
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemi-
Bölge Adliye Mahkemesince, asıl kararın İİK’nın 365/1-3. maddesi uyarınca kesin olarak verildiği ve borçlunun bu karara yönelik temyiz istemi de ek karar ile (kararın kesin olarak verildiğinden bahisle) reddedilmiş ise de; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte senedin kambiyo vasfına haiz olmadığına dair şikayetin hak düşürücü süreden reddine dair kararın kesin olduğuna iliskin 2004 sayılı Icra ve Iflas Kanunu’nda herhangi bir hüküm olmadığından esasa iliskin kararın İİK'nın 365. maddesi gözetildiğinde temyizi kabil olduğunun anlaşıldığı-
Dava devam ederken kesinleşen icra mahkemesi kararları gereğince dava konusu paranın takip dosyasına ödenmesine sebep olan icra dairesi işlemlerinin iptal edilmiş olup, davanın konusunun kalmadığı ancak davacı tarafın davasında haklı olup, haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesi gerektiği, davanın esası hakkında bir karar verilmediği için icra inkar tazminatına yer olmadığı gerekçesiyle mahkemece asıl ve birleşen dava ile ilgili olarak konuşu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin gerekeceği-
Taşınmazın bağış şartına uygun kullanıldığı, BK.nun 297. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmişse de, koşullu bağışın 1989 yılında gerçekleştirildiği, murisin 1993 tarihinde öldüğü gözetildiğinde, somut olayda 818 sayılı Borçlar Yasasının 246. maddesinin uygulanacağı- Rücu hakkının, sıkı surette şahsa bağlı haklardan olup, istisnalar dışında kural olarak mirasçılara geçmediği gibi, temlik de edilemeyeceği-
İİK.’nun 133. maddesine göre yapılan ihalelerin feshini istemeye yönelik şikayetlerin bir yıllık hak düşürücü süreye bağlı olduğu gözönünde bulundurularak karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.