Dahili davalılar murisinin -dava dışı kişi tarafından dolandırılmak suretiyle- maliki olduğu aracın rızası dışında elinden alındığı anlaşıldığından, önceki zilyedin iradesi dışında elinden çıkan taşınır, ne kadar el değiştirirse değiştirsin yeni zilyet kötüniyetli sayılacağından, üçüncü kişi durumundaki davacının aracın mülkiyetini kazanması söz konusu olmayacağı-
Hasılat kirası sözleşmesine dayalı alacağın tahsili istemi-
Borçlunun adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı adresinin bulunmaması halinde ipotek akit tablosunda yazılı adresine daha önce usulüne uygun tebligat yapılmamış olsa bile Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılabileceği- İhalenin feshi isteminin 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığından bahisle istemin reddine karar verilmesi gerekeceği- İhalenin feshi isteminin 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığından bahisle istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mal rejiminin ölüm sebebiyle tasfiyesi gereği tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde katkı payı alacağı isteğine ilişkin davaya aile mahkemesinde bakılacağı-
Taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşmenin bağlayıcı sayılamayacağı-
Tapu iptali ve tescil, yıkım-
Her alınan karar için bulunması gereken toplantı nisabına (778) ulaşılmadığından, kararların Yasa'nın 45/2 nci ve anasözleşme uyarınca mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiği- TTK 380. maddeye göre, bilanço ve ibranın, kooperatifin gerçek durumunu yansıtması gerektiği- Bilanço ve gelir gider tablosunun tüm açıklık ve ayrıntıları ile açıklanıp irdelenmişse, genel kurulca verilen ibra kararının, gerçek anlamda borçtan kurtarma ve aklama niteliğini taşıyacağı; ibranın, sadece genel kurulun bilgisine sunulan işlemleri içereceği açıklanmamış ve belgeye dayandırılmamış ve vasat yetenekli bir ortağın anlayamayacağı konularda ibranın yok sayılacağı- Genel kurul tutanağının sonunda davacıların muhalefet beyanında bulundukları ve tutanağa yazılı beyan eklettikleri gözden kaçırılarak, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı hüküm tesisinin hatalı olduğu- 
Süresi içinde açılmayan şuf’a davasının «hak düşürücü süre ge-çirildiği» gerekçesiyle reddi gerekeceği-
Mahkemece kararın verilmesinden sonra Türk Medeni Kanunu'nun 303/2. maddesi hakkındaki iptal kararı yürürlüğe girdiğinden ve Yasa’da çocuk için hak düşürücü süre artık bulunmadığından mahkemece bu hususun değerlendirilmesinin, taraf delillerinin toplanmasının, DNA incelemesinin yapılmasının, nüfus idaresine husumetin düşmeyeceğinin gözetilmesi suretiyle bir karar verilmesinin gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.