3201 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesi gereğince, 3201 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce yurda dönmüş olmakla birlikte 2147 sayılı Kanun’a göre hizmet sürelerini değerlendirmemiş olanların, en çok iki yıl içinde yazılı olarak başvuruda bulunarak değerlendirebilecekleri-
Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu alınan fen ve inşaat bilirkişi raporları ile keşif mahallinde dinlenen tanık beyanlarından dava konusu taşınmazda 3 bağımsız bölümlü bina bulunduğunun, davacı ve davalının binada ayrı ayrı kullandıkları bağımsız bölümler olduğunun anlaşıldığı, bu durumda önceki malik zamanında bu kullanım şekline itiraz etmeyen davacının önalım hakkını kullanmak istemesinin TMK'nın 2. maddesine aykırı olduğu, hal böyle iken; mahkemece, dava konusu taşınmazda fiili taksimin varlığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafın önceki tarihte TPE nezdinde tescilli markalarına dayalı olarak 556 sayılı KHK’nın 8/1-b. ve 42. maddeleri uyarınca davalı adına oluşturulan marka tescilinin hükümsüzlüğü istemi-
Kıyı kenar çizgisi kapsamındaki yerlerin tapu kayıtlarının iptali ve tescil harici bırakılmasına yönelik davada dosya içerisinde mevcut tescil krokisinin ve buna bağlı olarak kesinleşen önceki hükmün eldeki davaya kesin hüküm oluşturduğunun kabul edilmesi için durumun yerinde keşif yapılarak belirlenmesinin zorunlu olduğu- Uyulan bozma ilamının taraf yararına usuli kazanılmış hak doğurduğu, mahkemece daha önceki bozma ilamları ile, Dairenin bozma ilamı kapsamı gözetilerek, tescil hükmüne esas olan krokinin verilecek keşif günü ile zemine uygulanması, bilirkişilerden gerekçeli denetime açık rapor alınması, dava konusu yerin tamamının veya bir kısmının kroki kapsamında kalıp kalmadığının saptanması, tescil krokisine ait dosyanın bulunduğu yerden getirtilerek keşif sırasında dosya kapsamı göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılması, tescil krokisinin uygulanma kabiliyetinin olup olmadığı yönünde görüş istenmesi ve ondan sonra karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık, şartlı bağış sözleşmesine aykırı davranıldığı iddiası ile açılmış maddi tazminat istemine ilişkindir...
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazların tesis tarihine en yakın hava fotoğraflarında taşınmazlar arasında duvarın bulunmadığı ve 148 ada 25 ve 26 parsellerin önceden bir bütün olduğu ve dava konusu taşınmazlar arasında sabit sınır sayılabilecek tonç sınırı olduğu belirtilmesine rağmen "tonç" sınırının ölçü krokisinde mevcut olup olmadığı, taşınmazlar arasında başkaca sabit kabul edilebilecek bir sınırın mevcut olup olmadığının değerlendirilmediği- Rapor içeriğinde tersimat hatası bulunmadığı belirtilmesine rağmen tesis ölçü krokisi ile tesis paftasının kroki üzerinde çakıştırılmadığı, davacıya ait taşınmazın tapu kütük sayfasından taşınmaz hakkında "ifraz" olduğu belirtilmesi rağmen bu durum üzerinde durulmadığı ve uygulama kadastrosu ile tesis kadastro paftasındaki sınır yerlerindeki çakışmamasına rağmen uygulama kadastrosunda tersimat, ölçü, hesap ve sınırlandırma hatasının olmadığı belirtilerek rapor içerisinde çelişki oluşturulduğu gibi tesis kadastrosundan sonraki yapıldığı anlaşılan duvar sınırına neden itibar edilmesi gerektiği rapor içeriğinde denetime elverişli olacak şekilde açıklanmadığı-
Mirasbırakanın, sağlar arasındaki tasarruflarının tenkisi davasın-da, Tapulama Kanunundaki değil MK. 571’deki dava açma süresinin uygulanacağı-
Geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemi-
Mahkemece kararda, sadece davacının devrettiği pay yönünden iptal tescil kararı verilmesi, talep edilmesine karşın, davacının annesinin devrettiği pay yönünden karar verilmemesinin isabetsiz olduğu-
Davacı veya davalı sıfatının olmadığı belirlenirse, artık uyuşmazlığın esastan çözülmesine geçilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerektiği- Davacının murisine 775 sayılı Gecekondu Kanunu hükümleri uyarınca Samsun Belediye Encümeni tarafından tahsis işlemi yapılmış olduğundan, davanın bu davalıya karşı açılması gerektiği- Davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının eldeki davada davalı sıfatı (pasif husumet ehliyeti) bulunmadığından bu davalı hakkındaki davanın sıfat yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.