01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı definin dikkate alınmayacağı, zamanaşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesinin de mümkün olduğu-
Şua izni fazla çalışma benzeri alacak olduğundan ve İş Kanunu 'nda açıkça düzenlenmediğinden, işçinin çalıştırılması halinde işçiye, çalışma karşılığı olmaksızın alması gereken ücretin yanında, ait olduğu dönem ücretiyle hesaplanan çalışılan süre ücreti kadar tazminatın ödenmesi gerektiği- Şua izni alacağında zamanaşımı başlangıcının fesih tarihinden itibaren değil, şua iznine hak kazanma tarihinden itibaren başlatılması gerektiği-
Takip konusu bonoda “tanzim yeri” bulunmadığı gibi, senedi tanzim edinin ad ve soyadı yanında yazılı bir “yer adı”da bulunmadığından, takip konusu senet “bono” sayılmayacağından, bu durumda icra mahkemesince “takibin iptaline” karar verilmesi gerekeceği-
Davacı bankanın, davalı çalışanı hakkında 39 adet kredi kullanımında sahte belgeleri kabul ettiği, bunun içinde yer aldığı ve banka zararına sebep olduğu iddiası ile uğramış olduğu zararın tazmini için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, mahkemece, ceza mahkemesinde 5411 sayılı kanuna aykırılık ve zimmet suçlarından davalı ile diğer şüpheliler hakkında açıldığı anlaşılan davanın sonucunun bekletici mesele yapılıp, diğer yandan iki bankacı ve bir hukukçudan oluşan bilirkişi heyetinden, kullandırılan kredilerde sahte belge kullanıp kullanmadığı, kredilerin kullandırılmasında bankacılık kurallarına ve bankanın kredi uyguladığı kredi prosedürlerine aykırılık olup olmadığı, bu konuda davalının görev ve yetkisini aşıp aşmadığı ile davacı bankanın uğradığı zarar miktarının ve yapılan işlemlerde hukuka aykırılık varsa bu aykırılığın kimlerin kusuru neticesinde oluştuğu hususlarında rapor aldırılıp, ceza mahkemesince aldırılan rapor ile varsa aralarındaki çelişki giderildikten sonra da oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gözetilmesi gerektiği-
22. HD. 06.11.2018 T. E: 13680, K: 23743-
Şikayetçi borçlunun takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımı itirazında bulunduğu, mahkemece alacaklıya cevap hakkı tanınmadan dosya üzerinden karar verildiği görüldüğünden, mahkemece, İİK'nun 18. maddesi gereğince duruşma açılarak taraf beyanları alındıktan sonra karar verilmesi gerekeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemi-
Temyize konu kararda, hüküm altına alınanın ne olduğunun gösterilmediği ve sadece ''davanın kabulüne, borçlu aleyhine asıl alacak miktarının %20'si tutarında 1.827,39 TL kötü niyet tazminatına hükmedilmesine'' sözleriyle yetinildiği, bu haliyle, HMK'nun 297/2. maddesine aykırı olarak hüküm fıkrasının açık yazılmamış olmasının doğru olmadığı-
Sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada, dava açma konusunda emir vermeye yetkili makam ve bu makamın fiil ve zararı öğrenme tarihi belirlenip, bu tarihten itibaren zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı hususu üzerinde durularak, zamanaşımı süresinin dolduğu kanaatine varılması halinde işin esasına girilmeksizin, yalnızca zamanaşımı yönünden bir karar verilmesi gerektiği-
Dava ilamlı takipte ödeme ve zamanaşımı iddiasına ilişkin olup, borçlunun yedi günlük yasal sürede takip öncesi ödemeye ilişkin itirazda bulunduğu ve ödemeye ilişkin belgeyi temyiz aşamasında sunduğu, bu durumda, 'tutanak başlıklı' alacaklı temsilcisinin imzası bulunan çek ile ödemeye ilişkin belge aslı borçludan istenerek, duruşmada alacaklı tarafa gösterilip, beyanı alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.