İpoteğin ‘kesin borç ipoteği’ (anapara ipoteği) olması halinde borçluya ‘limit ipoteği’ için zorunlu olan ve İİK’nun 150/ı maddesinde öngörülen ihtarname gönderilmesine gerek bulunmadığı–
Borçluya yapılan örnek 7 ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ belgelerinin incelenmesinde; "adres kapalı olduğundan komşusu muhatabın işte olduğunu ve akşam döneceğini beyan etmesi üzerine tebligat muhtara tebliğ edildi. İsim ve imzadan imtina eden komşuya haber verildi. 21.12.2009" açıklamasına yer verildiği, tebligatta bilgisine başvurulan ve haber verilen komşunun ismi alınmadan tebliğ işlemi yapıldığından, tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği, o halde mahkemece şikayetin kabulü ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlığın, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu maddesine göre menfi tespit ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olduğu- Haciz ihbarnamesinin dava dışı X Şirketine 26.06.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafça tebliğden itibaren 7 günlük süre içerisinde haciz ihbarnamesine itiraz edilmediği, eldeki davanın ise tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre dolduktan sonra 01.07.2016 tarihinde açıldığı, buna göre anılan Kanun maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tespit davalarının görülebilmesi için, güncel hukuki yararın bulunması (HMK. mad. 106/2) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerektiği- Tespit davaları eda davalarının öncüsü olduğundan, eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığının kabul edileceği- Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hâkim tarafından da re'sen gözetileceği ve hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
"İcra takibinde senet asıllarının icra kasasına alınmadığı"ndan bahisle yapılan şikayetin 7 günlük şikayet süresine bağlı olduğu-
Borçlu şirketin yetkili temsilcisinin bulunup bulunmadığı belirlenmeden çalışanına tebligat yapılamayacağı-
Birinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz ettiği halde kendisine ikinci haciz ihbarnamesi gönderilmiş olan üçüncü kişinin, bu ihbarnamenin iptalini istemekte hukuki yararının bulunduğu–
Davalıya gönderilen dava dilekçesi bu adreste davalı yerine davacıya tebliğ olunmuş; hasma yapılan dava dilekçesi tebliğinin usulsüz olduğu-
Tebligatın tüzel kişinin yetkili temsilcisine, yetkilinin bulunmaması halinde ise bulunmama sebebi yazılmak suretiyle orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birisine yapılması gerektiği; kendisine tebliğ yapılacak memur ve müstahdemin vazife itibariyle o yerde yetkili temsilciden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu gibi işler için görevlendirilen kimselerden olması; bu kişilerin de bulunmamaları halinde bulunmadıkları tebliğ mazbatasına yazılarak o yerdeki diğer memur ve müstahdemlerden birine tebliğin yapılacağı; yetkili temsilcinin bulunmama sebebi tutanağa yazılmadığından dava dilekçesinin davalı şirkete yöntemine uygun şekilde tebliğ edildiğinden söz edilemeyeceği-
Kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.