Geçerli şekilde ortaklık ilişkisi kurulmadığının tesbiti, hukuka aykırı şekilde kurulan yatırım ilişkisinin hükümüzlüğü ve davalılar tarafından tahsil edilen paranın istirdadı istemi-
Tedbiren el koyma kararı verildiği, bu aşamada hesapta paranın mevcut olması ve kararın infaz edilmiş olması durumunda, sulh ceza mahkemesinin ödeme kararı doğrultusunda davacıya ödeme yapılması gerektiği hususu mahkemece dikkate alınmamış olup, hesapta para mevcut bulunup el koyma kararı infaz edilmişse ve davalı banka tarafından bundan sonra hukuka aykırı olarak ödeme yapılmışsa, paranın davacıya iade edilmesi gerektiği- El koyma kararının infaz edilip edilmediği, bu aşamada hesapta para bulunup bulunmadığı incelemeler yapılarak ve buna rağmen davalı banka tarafından davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı hususu değerlendirilerek aksız fiilden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada karar verilmesi gerektiği-
İşletenlerden hangisinin kusurlu olduğu yeterli araştırma yapılmasına karşın kesin biçimde tespit edilememişse tehlikelerin eşit varsayılarak zararın yarı yarıya paylaştırılacağı - Somut olayda yaralamalı trafik kazası nedeniyle Polis, Cumhuriyet Savcılığı ve Mahkeme kayıtları araştırılarak, bu kayıtlarda yer alan sürücülerin, yaralıların ve olay tanıklarının, zabıt mümzisi polis memurlarının beyanlarının celbi; bu kişilerin mahkemece de dinlenmesi; ceza davası açılmışsa bu davada maddi olgu yönünden yapılacak saptamanın eldeki hukuk davasına da etkili olacağından gerekirse bekletici sorun kabul edileceği; ayrıca dinlenen tanığın “…Bir kısım araç sürücüleri, sigortalı araç içindekilere yardım ederken ben de davalıyı pikabından çıkarıp ambulansta gelmediği için Balıkesir SSK hastanesine götürüp teslim ettim” şeklindeki beyanının üzerinde de durulacağı, Balıkesir SSK Hastanesi kayıtlarından bu durum araştırılarak tanığın beyanının buna göre değerlendirileceği-
Uyuşmazlık, taraflar arasında geçerli ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir...
11. HD. 10.06.2016 T. E: 2761, K: 6448-
Enflasyon ve buna bağlı olarak oluşan döviz kuru, mevduat faizi, Hazine bonosu ve devlet tahvili faiz oranlarının sabit yasal ve temerrüt faiz oranlarının çok üstünde gerçekleşmesi, borçlunun yararlanması, alacaklının ise zarara uğraması sonucunu doğurduğundan borçlunun borcunu süresinde ödememekte, yargı yoluna başvurulduğunda da yargı süresini uzatma gayreti göstermekte; böylece yargı mercilerindeki dava ve takipler çoğalmakta, yargıya güven azalmakta, kendiliğinden hak alma düşüncesi yaygınlaşarak kamu düzeni bozulmakta, kişi ve toplum güvenliğini sarstığı- Mülkiyet hakkı kapsamındaki alacağının enflasyon karşısında önemli ölçüde değer kaybına uğratılarak ödendiği anlaşıldığından başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklendiğinden mahkemelerinin başvurucunun zarara uğradığını ayrıca ispatlaması gerektiği yönündeki katı yorumu nedeniyle somut olay bakımından kamunun yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında kurulması gereken adil dengenin başvurucu aleyhine bozulduğu-
Kamulaştırma bedellerine ilişkin ilamların kesinleşme tarihine kadar 3095 Sayılı Kanun'un 1.maddesi, kesinleşme tarihinden sonra ise Anayasanın 46.maddesinde yazılı faiz oranı tatbik edilerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
Kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı; yapılan şikayet can güvenliğinden duyulan endişe üzerine yapılmış olup bazı somut olgu ve olaylara dayanmakta, ortada şikayeti gerektirecek derecede yeterli belirtiler (emareler) bulunduğundan, davalının şikayet hakkını yasal sınırlar içinde kalarak kullandığı-
Haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.