11. HD. 10.06.2016 T. E: 2761, K: 6448-
Enflasyon ve buna bağlı olarak oluşan döviz kuru, mevduat faizi, Hazine bonosu ve devlet tahvili faiz oranlarının sabit yasal ve temerrüt faiz oranlarının çok üstünde gerçekleşmesi, borçlunun yararlanması, alacaklının ise zarara uğraması sonucunu doğurduğundan borçlunun borcunu süresinde ödememekte, yargı yoluna başvurulduğunda da yargı süresini uzatma gayreti göstermekte; böylece yargı mercilerindeki dava ve takipler çoğalmakta, yargıya güven azalmakta, kendiliğinden hak alma düşüncesi yaygınlaşarak kamu düzeni bozulmakta, kişi ve toplum güvenliğini sarstığı- Mülkiyet hakkı kapsamındaki alacağının enflasyon karşısında önemli ölçüde değer kaybına uğratılarak ödendiği anlaşıldığından başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklendiğinden mahkemelerinin başvurucunun zarara uğradığını ayrıca ispatlaması gerektiği yönündeki katı yorumu nedeniyle somut olay bakımından kamunun yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında kurulması gereken adil dengenin başvurucu aleyhine bozulduğu-
Kamulaştırma bedellerine ilişkin ilamların kesinleşme tarihine kadar 3095 Sayılı Kanun'un 1.maddesi, kesinleşme tarihinden sonra ise Anayasanın 46.maddesinde yazılı faiz oranı tatbik edilerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
Kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı; yapılan şikayet can güvenliğinden duyulan endişe üzerine yapılmış olup bazı somut olgu ve olaylara dayanmakta, ortada şikayeti gerektirecek derecede yeterli belirtiler (emareler) bulunduğundan, davalının şikayet hakkını yasal sınırlar içinde kalarak kullandığı-
Haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemi-
Davanın, iki farklı hukuki nedene dayalı olarak açıldığı; mahkemece, davalı tarafından söylendiği ileri sürülen sözler ile ilgili olarak bir değerlendirme yapılmadığı ve bu konuda hüküm kurulmadığı, bu nedenle dava konusu edilen sözler yönünden de uyuşmazlığın irdelenmesi ve sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İnternet yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemi-
Uygulamada BK.126/IV (şimdi; TBK. mad. 147/4,5,6) bendindeki davaların ticari olsun, olmasın bir şirket akdine dayanan ortaklar arasında veya şirketle ortaklar arasında açılmış bulunan davalara uygulanacağı, şirket akdine dayanmayan, ortaklar arasında veya şirket ile ortak arasında suç teşkil eden haksız fiilden, başka bir anlatımla sözleşme dışı sorumluluktan doğan davalara BK.126/IV (şimdi; TBK. mad. 147/4,5,6) bendindeki zamanaşımının uygulanamayacağının benimsendiği-
Davacı vekilinin davayı, sigortacının merkezinin bulunduğu İstanbul mahkemesinde açtığı gözetilerek yetki itirazının reddi gerektiği- Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacının bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahip olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.