Cismani zarar kavramına; ruh bütünlüğünün ihlali, sinir bozukluğu ve hastalığı gibi haller de girdiğinden, henüz sekiz aylık çocuklarının trafik kazası sonucu yaralanması üzerine, ana ve babanın, uygun illiyet bağı ve hukuka aykırılık koşulları gerçekleşmiş olduğu için, manevi tazminat davası açabilmelerinin gerekeceği, haksız eylemde zararı ispat etmek, bu zararı iddia edene düşerse de, küçük çocuklarının iki ameliyatla iyileşmemiş olması ve üçüncü ameliyata gerek duyulması olayında olduğu gibi, yeni ve artan masrafların yapılması gerekeceğinden hakimin, gerçek zarar miktarını halin olağan gelişimine ve zarara uğrayan tarafın yaptığı tedbirleri gözönüne alarak, adalete uygun şekilde tayin etmek zorunda olduğu-
Dava her bir davalı yönünden farklı hukuki sebeplere dayalı olarak tazminat istemine ilişkin olduğundan, konusunda uzman bilirkişilerden alınacak rapor ile davalıların maddi olaya uygun olarak kusur durumlarının belirlenmesi, ardından tarafların sıfatı da gözetilerek sonuca gidilmesi gerektiği-
Davalı borçlunun evlendikten sonra Kazakistan'a gittiği, başka bir bayanla yaşayıp, çocuğunun olduğu sabit olup, haksız fiil niteliğinde olan bu eylemler boşanma kararına gerekçe olduğuna göre borcun doğumunun boşanma davasının açıldığı tarihten önce olduğu- Diğer davalı borçlunun eniştesi olup, bedel farkı ile taşınmazın satıldığı göz önüne alındığında, TBK. mad. 19. uyarınca açılan muvazaa sebebiyle iptal davasının kabulü gerekeceği-
4. HD. 08.07.2021 T. E: 3676, K: 4369-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemi-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemi-
Termik santralinin çevreye verdiği zarar nedeniyle haksız fiilden doğan zararın tazmini istemine ilişkin davada, kamulaştırma kararının kesinleşip kesinleşmediği, bedelin ödenip ödenmediği araştırılarak, sonucuna göre ilgili parsel yönünden karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemi-
İİK.67/2 maddesi hükmü uyarınca itirazın iptali davalarında alacağın belli ve bilinebilir olması durumunda istek halinde yerleşmiş Yargıtay kararları doğrultusunda icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmekte ise de, icra takibine konu alacağın haksız fiilden kaynaklanması ve alacağın gerçek miktarının ancak mahkeme hükmü ile belirleneceği, likit olmadığı dikkate alındığında; davacı tarafın icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, davacı yararına inkâr tazminatına hükmedilmesi ve hükmedilen tazminatın miktarının da gösterilmeyerek infazda kuşku yaratacak biçimde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.