Davalının, tartışmaları sırasında birkaç kere eşinin yüzünü tırmaladığı, ağza alınmayacak sözlerle küfür ve hakaret ettiği, henüz bir aylık çocuğunu bırakıp uzun süreli olarak gittiği, güven sarsıcı tutum ve davranışlarda bulunduğu ve evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği, davacının ise eşine bir defa basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde fiziksel şiddet uyguladığı gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalının ağır kusurlu olup, davalı yararına yoksulluk nafakası takdir edilemeyeceği-
Boşanma ilamın eklentisi olan ‘yoksulluk ve iştirak nafakası’nın –bunların boşanma ilamının eklentisi olmaları nedeniyle- boşanma kararı kesinleşmeden icraya konulamayacakları–
Toplanan delillerden davacının düzenli olarak çalıştığı, sürekli ve yeterli gelirinin bulunduğu, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceğinden; Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşullarının oluşmadığı-
Kendisini vekille temsil ettiren davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması davası kabul edilmiş ise, lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-
Boşanma davasından sonra geçen sürede tarafların gelir veya giderlerinde önemli bir artışı gerektirir özel bir nedenden bahsedilmediği ve davalının maaşındaki artışında genelden fazla olduğuna dair bir tespit ileri sürülmediği, takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının çok olduğu-
Yerleşmiş Yargıtay uygulamalarına göre asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunmasının yoksulluk nafakası bağlanmasına engel olmadığı gibi nafakanın kaldırılmasına gerektirici sebep olarak da kabul edilmeyeceği, dava tarihi itibariyle tarafların gelirleri karşılıklı olarak değerlendirilerek nafakanın kaldırılması yerine indirilmesi hususunun da düşünülerek hüküm kurulması gerekeceği-
Kendisini vekille temsil ettiren kimsenin kabul edilen davası nedeniyle maktu vekalet ücretine hükmedilmemesinin ve yoksulluk nafakası talebinde bulunulmasına karşın bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin isabetsiz olduğu-
Kadının boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmadığı anlaşıldığına göre yoksulluk nafakası talep edebileceği; ancak kadının babasına ait şirkette pay sahibi olduğu anlaşıldığından şirketteki bu payın kadını yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı araştırılarak, kurtarmayacağının belirlemesi halinde yoksulluk nafakası takdiri gerekeceği-
Sahte profil oluşturup paylaşımlarda bulunmak veya kişi profillerinde hesap sahibinin bilgisi, muvafakatı ve izni olmaksızın yapılan paylaşımların delil olarak sunulması halinde, bunların 6100 Sayılı HMK'nun 189/2. maddesi kapsamında hukuka aykırı delil kabul edilmesi gerektiği- Nafakanın artırılması talebi için taraflarca bildirilen delillerin usulünce toplanması ve ulaşılacak sonuca göre istem hakkında bir karar verilmesi gerektiği- Hayatın gizli alanının bir delil elde etme yasağı teşkil edeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.