Yerleşmiş Yargıtay uygulamalarına göre asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunmasının yoksulluk nafakası bağlanmasına engel olmadığı gibi nafakanın kaldırılmasına gerektirici sebep olarak da kabul edilmeyeceği, dava tarihi itibariyle tarafların gelirleri karşılıklı olarak değerlendirilerek nafakanın kaldırılması yerine indirilmesi hususunun da düşünülerek hüküm kurulması gerekeceği-
Kendisini vekille temsil ettiren kimsenin kabul edilen davası nedeniyle maktu vekalet ücretine hükmedilmemesinin ve yoksulluk nafakası talebinde bulunulmasına karşın bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin isabetsiz olduğu-
Kadının boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmadığı anlaşıldığına göre yoksulluk nafakası talep edebileceği; ancak kadının babasına ait şirkette pay sahibi olduğu anlaşıldığından şirketteki bu payın kadını yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı araştırılarak, kurtarmayacağının belirlemesi halinde yoksulluk nafakası takdiri gerekeceği-
Sahte profil oluşturup paylaşımlarda bulunmak veya kişi profillerinde hesap sahibinin bilgisi, muvafakatı ve izni olmaksızın yapılan paylaşımların delil olarak sunulması halinde, bunların 6100 Sayılı HMK'nun 189/2. maddesi kapsamında hukuka aykırı delil kabul edilmesi gerektiği- Nafakanın artırılması talebi için taraflarca bildirilen delillerin usulünce toplanması ve ulaşılacak sonuca göre istem hakkında bir karar verilmesi gerektiği- Hayatın gizli alanının bir delil elde etme yasağı teşkil edeceği-
2. HD. 08.11.2021 T. E: 8824, K: 8216-
Yoksulluk nafakasının artırımı istemi-
Yoksulluk nafakasının, gelecek yıllarda yıllık %15 oranında artırılması talebi ile ilgili olarak karar verilmemiş olmasının bozma nedeni olduğu-
Tanıkların taraflardan aktardıkları beyanlar hükme esas alınamayacağı; davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğundan; davanın reddedilmesi gerektiği- Maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmek için; tazminat yükümlüsünün kusurlu, talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerektiği; kocaya kusur olarak yüklenebilecek bir davranışın varlığının ispatlanamadığından, kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
Türk Medeni Kanununun 178.maddesindeki bir yıllık zamanaşımı süresinin boşanmaya bağlı dava haklarının kullanılabilir hale geldiği tanıma kararının kesinleşmesi tarihinden başlayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.