3. HD. 28.11.2016 T. E: 9025, K: 13464-
3. HD. 26.01.2017 T. E: 2016/10455, K: 707-
Erkeğin boşanma davasında verilen hüküm temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan bozma sonrası verilen kararda kadının konusuz kalan boşanma davası hakkında "Karar verilmesine yer olmadığına" karar verilecek yerde kadının davası hakkında yeniden boşanma hükmü kurulmasının ve kabulüne karar verilip temyiz edilmeyerek kesinleşen erkeğin boşanma davası hakkında reddine karar verilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Daha fazla kusurlu eş yararına tazminat ve yoksulluk nafakası verilemeyeceği- Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık; ilk derece ve bölge adliye mahkemesince tanık deliline dayalı olarak gerçekleştiği kabul edilen vakıa hakkında yapılan temyiz incelemesinin maddi vakıa denetimi ve delil değerlendirmesi niteliğinde olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davanın kabulüne ilişkin hükmü Yargıtay'ın temyiz incelemesi sonucu bozup bozamayacağı noktasında toplanmaktadır..
Tanık beyanlarından, davacı-davalının, eşine zaman zaman hakaret ettiği, aşırı kıskançlık oluşturan davranışlarının olduğu, evlilik birliğinin gerektirdiği bazı görevleri yerine getirmediğinin anlaşıldığı, diğer yandan Sulh Ceza Mahkemesi kararı ile tarafların birbirlerine karşı basit müessir fiilde bulunmaktan dolayı ceza aldıkları da sabit olup, bu deliller çerçevesinde davalı koca yanında davalı kadının da boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olduğu anlaşıldığından; davalı-davacı kocanın davası da kabul edilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği-
Anlaşmanın diğer tarafı olan eşin hüküm kesinleşinceye kadar anlaşma iradesinden dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmadığından, anlaşmalı boşanma kararı verildikten sonra hükmün temyiz edilmesi halinde, taraflara iddia ve savunmalarını bildirmesi ve delillerini sunması için imkân verilerek davaya "çekişmeli boşanma" olarak davaya devam edilmesi gerektiği-
Boşanma istemli davada, davacının boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu gerçekleştiğinden, tam kusurlu eş yararına yoksulluk nafakası hükmedilmesinin doğru görülmediği-
Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü nedeniyle davada kendini vekil ile temsil ettiren davacı kadın yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kadının sosyal ve ekonomik durumunun araştırılarak, kadının sürekli ve düzenli bir işte çalışıp çalışmadığının, çalıştığının tespit edilmesi halinde, çalışması karşılığında elde ettiği gelirin düzenli ve sürekli olup olmadığının, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunup bulunmadığının belirlenerek, sonuca göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.