Resmi akdin yapıldığı tarihte yaşlı ve çocuğu olmaması sebebi ile bakıma muhtaç olan davacı, temlikten sonra kendisine ve eşine bakılmaması üzerine hileye düşürüldüğünü anlamış olup, davacının resmi akit esnasında aldatıldığını bilmesine olanak olmadığından ve bu durumu bilmesi hayatın olağan akışına da ters olduğundan, kendisine ve eşine bakılmayacağını bilse idi zaten temlik işlemini yapmayacağının kuşkusuz olduğu gözetilerek, kendisine bakılacağına inandırılarak temlik yapılmasını sağlama hâlinin hile olarak kabul edilmesi gerektiği-
Kira sözleşmesi ile imzalanan muacceliyet sözleşmesinin iptali istemine ilişkin davada, ön inceleme yapılarak, mahkemece, tarafların delillerini sunmaları ve toplanması istenilen deliller toplandıktan sonra HMK'nun 4/1 maddesi kapsamında görevli olup olmadığını incelemesi ve sonucuna göre karar vermesi gerekeceği-
İbraname savunmasının, hakkı ortadan kaldırabilecek itiraz niteliğinde olduğu ve yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği- Çalışma şeklinin 24 saat mesai 48 saat dinlenme şeklinde olduğu durumlarda, işçi birinci hafta 3 gün ikinci ve üçüncü haftalar 2 gün dördüncü hafta yine 3 gün çalışacağından, ilk hafta (3x3=) 9 saat, ikinci ve üçüncü haftalarda (2x3=) 6 saat, dördüncü hafta ise yine (3x3=) 9 saat fazla çalışmış sayılacağı- Bilirkişi tarafından davacının fazla mesai ücreti hesaplanırken, yukarıda tanık beyanlarının hatalı değerlendirilerek, davacının 24 saatlik çalışmalarının denetime elverişli şekilde belirtilmemesi, çalışma saatlerinin yukarıda yazılı esaslara aykırı şekilde değerlendirilmesi ve günlük 14 saat çalışma sınırı aşılacak şekilde hesaplama yapılmasının hatalı olduğu-
Islah ile; aşırı yararlanma (gabin) ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı temliklerin iptali istemi-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ücret alacağı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Hata ve hile hukuksal nedeniyle tapu iptali ve tescil davasının -tapudaki işlem tarihinden itibaren on yıldan fazla bir süre geçmiş olsa bile- hata ve hilenin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içinde açılabileceği-
Yurt dışında yaşayan davacının Türkiye'deki taşınmazların rayiç değerini bilmemesinin olağan karşılanması, taşınmazın bulunduğu mahallenin muhtarı olan aynı zamanda emlak alım satımı ile ilgilenen H.'in davacının bu tecrübesizliğinden yararlanarak gerçek değerinin altında bir bedelle bu taşınmazı elde ettiği- İlk el konumundaki H.'e yapılan temlikin gabin nedeniyle geçersiz olduğu- H. ile N. arasındaki işbirliğinden dolayı N.'ın da iyiniyetli olmadığının açık olması sebebiyle davanın kabulünün gerektiği-
01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenmiş olan ibranamelerin T.B.K.'nın 420. maddesinde öngörülen koşullara; 01.07.2012 tarihinden önceki tarihlerde düzenlenmiş olan ibranamelerin Yargıtay'ın benimsediği ilkelere uygun olması gerekeceği- Özellikle, iş ilişkisi devam ederken düzenlenen ibranamenin geçersiz olacağı; tarihsiz ibranameye değer verilmeyeceği; hata, hile ve tehdit sonucu yapılan ibra belgesinin geçersiz olacağı; miktar içeren ibranamenin makbuz hükmünde olacağı; fesihten sonra düzenlenen ve her alacak kalemini ayrı ayrı içeren ibranamenin geçerli olacağı; ibranamede yazılmamış olan işçilik hakları bakımından ibranamenin geçersiz olacağı; ibranamenin savunmayla çelişen kısımlarının geçersiz olacağı; ibranamede ihtirazi kayıt bulunması halinde ibranamenin geçersiz olacağı-
Cari hesap sözleşmesine güvence olarak davalıya ait gayrimenkul üzerine davacı şirket lehine üst sınır ipoteği konulan ve alacağın ödememesi üzerine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açılan uyuşmazlıkta, tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre, cari hesap ilişkisi kapsamında "alacak ve borç tutarı, sürekli değişiklik gösterdiğinden" ve dava tarihi itibariyle alacağın belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği- "Cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın, borçlu tarafça tek başına tespit edebilme imkanı olduğu" ve "Bilirkişi raporu alınmış olmasının likit bir alacak bulunmadığı anlamına gelmeyeceği, takip tarihi itibarıyla haksız olarak itiraz edilen ve likit sayılması gereken alacak yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği" şeklindeki muhalif görüşlerin kabul edilmediği-
Davacı tapu iptali değil sadece tescil davası açmışsa da; Yargıtay’ın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek, davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek olmayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.