Şikayetçi vekilinin, bedeli paylaşıma konu taşınmazın üzerindeki ipoteğin kapsamına şikayetçinin kredi riskinden kaynaklanan diğer alacaklarının da dahil olduğu, bu nedenle satış bedelinin tamamının müvekkili bankaya ödenmesi gerektiği iddiasına dayalı olarak sıra cetvelinin iptaline yönelik istemi, alacağın hesaplanmasına ve kapsamına, diğer anlatımla takip hukuku kurallarının yanlış uygulamasına yönelik olup; şikayetçi vekilinin müvekkili bankanın veya şikayet olunanın alacağının hiç ya da gösterilen miktarda bulunmadığına yönelik olmadığından itirazın, alacağın doğumuna ve esasına yönelik olmadığı, bu durumda mahkemece, icra mahkemesinin görevli olduğu- Mahkemece, karar tarihinde yürürlükte olan HMK'nın 114/1-c maddesi hükmü uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, şikayetin anılan 115/2. madde hükmü uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yürürlükte bulunmayan 1086 sayılı HUMK'nın dava şartı öngörmeyen göreve ilişkin 7 ve 27. madde hükümlerine uygun olarak gerekçede, "bu itirazı inceleme yetkisi ve görevi ........ Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğundan mahkememizin görevsizliğine'' ve hüküm fıkrasında "mahkememizin görevsizliğine" ifadesine yer verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, ... parsel sayılı taşınmazda satış tarihinde vergi dairesinin haczi bulunmadığı, yine... sayılı taşınmazla ilgili olarak da Ö. Kooperatifinin ipotek alacağının dikkate alınmadığı, bu sebeple sıra cetvelinin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne ve sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Bir sıra cetveli için muhtelif alacaklılar tarafından farklı tarihlerde şikayette bulunulmuş olsa dahi, tüm şikayetlerin birlikte incelenerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde tek bir kararla sonuçlandırılmasının, birbiriyle çelişik hükümlerin engellenmesinin, bir dosyada verilen kararın diğer dosyanın sonucunu etkileme olasılığından ve sıra cetveline ilişkin özel usul hükümlerinden kaynaklanan bir zorunluluk olduğu, aynı sıra cetveline yönelik farklı şikayetler hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmasının, kararların infazında da şüphe ve tereddütlere neden olabileceğinden, uyuşmazlıkların uzun süre devam etmesine yol açabileceği-
Mahkemece, icra dosyasında borçlu adına kayıtlı taşınmaz üzerine tesis edilen... bedelli ipotek tesis tarihinin, davacının haciz tarihinden önceki bir tarih olan... tarihli olduğu, dolayısıyla haciz tarihinden önce tesis edilen ipotek bedeline dayalı her iki icra dosya alacağının sıra cetveline esas teşkil etmeyeceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Kamu alacağının hacze iştiraki açısından ilk haczin dayandığı alacak hangi sebepten doğarsa doğsun kamu alacağı için satıştan önce haciz konulmuşsa ilk hacze iştirak edeceği-
Mahkemece, ilk haczin şikâyet olunanın haczi olduğu, amme alacağı niteliğindeki şikâyetçi kurum alacağı nedeniyle konulan hacizlerin 6183 sayılı kanunun 21. maddesi hükmü gereğince ilk hacze iştirak edeceği, iptali istenen sıra cetvelinin bu yasal düzenlemeler çerçevesinde düzenlenmiş olmakla, şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Şikâyetçi vekilinin, taşınmaz üzerine müvekkili için konulan haczin dayanağının, taşınmaz sahipleri gerçek kişilerin şahsi ve ortağı olduğu şirkete ait vergi borçları olduğunu savunduğu, ancak, şikâyet olunanın hem gerçek kişi borçlulara hem de ortağı ve temsilcisi oldukları şirkete karşı sıra cetvelinde paylaşıma konu olabilecek şekilde takip yapıp yapmadığının, yapmış ise bunların tarihleri, bunlara istinaden konulan hacizler v.b. yasal işlemleri tamamlayıp tamamlamadığının, dosyadaki belge ve bilgilerden anlaşılamadığı-
Mahcuz mallar, şikayetçinin haczinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde başka bir dosyadan satılmış olduğundan, satış tarihi itibariyle şikayetçinin haczini ayakta olduğu, bu durumda, mahkemece, şikayetçinin tarafı olmadığı icra memur muamelesini şikayete ilişkin ilamının şikayetçi yönünden kesin hüküm oluşturmadığı-
Şikayet edilen sıra cetvelinde şikayet olunan haricinde kendisine para isabet eden alacaklılar bulunduğundan taraf teşkili sağlanmadan karar verilemeyeceği-
Mahkemece, adı geçen şirketin yöneticisi olduğu anlaşılan ve sıra cetvelinde bedeli paylaşıma konu taşınmazın sahibi olan borçlu hakkında doğrudan icrai işlemlere girişilmemiş olması nedeniyle şikâyetin reddine karar verilmesi gerekirken, yasal düzenlemeye (5510 sayılı Kanunun 88. maddesi) aykırı olarak yazılı şekilde red kararı doğru değilse de, sonucu itibarıyla doğru olan kararın gerekçesinin düzeltilerek onanmasının gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.