Fona devredilen bankaların alacakları 6183 sayılı Kanuna göre tahsili gerekmekte ise de, bu bankaların alacaklarının sıra cetvelinde «imtiyazlı alacak» olarak yer alacağına dair özel bir düzenleme bulunmadığı—
İİK.’nun 142. maddesine göre, sıra cetveline itirazın alacaklıya tanınan bir hak olduğu, hukuki yararı bulunan her alacaklının sıra cetveline itiraz edebileceği, bu hakkın alacaklılara tanınmış olup, borçlunun kural olarak itiraz hakkının bulunmadığı-
Kesinleşmiş kamu alacaklarının iflas idaresini bağlayıcı nitelikte olduğu-
Nafaka alacağından dolayı konulan haczin, kamu alacağından dolayı konulan ilk hacze katılamayacağı—
Mahkemece, dosya kapsamı ve iflas müdürlüğü yazı cevaplarına göre; davacı vekilinin alacak kaydı için müracaat ederken tebliğ masrafı vermediği, sıra cetvelinin de Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanarak ilan edildiği, İİK'nun 235. maddesi uyarınca 15 günlük dava açma süresinin 01.02.2010 tarihinde dolduğu gerekçesiyle yasal süreden sonra 03.02.2010 tarihinde açılan davanın reddine karar verildiği ve bu kararın onandığı-
6183 Sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde konulan hacizlerin, İİK.'nun 106. maddesi gereğince yasal sürede satış istenmemesi nedeniyle düşmeyeceği-
Şikayetçinin; sıra cetveline göre satış bedelinin tamamının şikayet olunan bankaya ödendiğinin, şikayet olunan bankanın alacak bildirimlerinin çelişkili olduğunun, davacının alacağın muvazaalı olduğu iddiasında bulunduğunun ve miktarına itiraz ettiğinin anlaşıldığı, bu iddianın alacağın aslına ilişkin olduğu, alacağın aslına ilişkin bu iddianın çözüm yerinin ise genel mahkemeler olduğu-
Bir alacaklının «sıra cetvelinde pay ayrılan başka bir alacaklının haciz isteme yetkisi gelmeden haciz uyguladığını» ileri sürmede hukuki yararı bulunduğu—
İİK.’ nun 193. maddesi hükmüne göre haciz yoluyla yapılan takipler iflasın açılmasıyla durur, iflas kararının kesinleşmesiyle de düşer. Somut olayda davalının yargılama sırasında iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda yukarda açıklanan yasa hükmü gereğince itirazın iptali davasının dayanağı haciz yoluyla yapılan ilamsız takipte düşmüştür. İcar inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için ortada geçerli bir takibin bulunması gerekir. Davaya konu takip düştüğünden ortada geçerli bir takipten söz edilemez. Mahkemece davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmemesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece, sıra cetvelinde bedeli paylaşıma konu taşınırlar ile şikayetçi ve şikayet olunanın haczettirdiği taşınırların uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile gerekirse mahallinde keşif yapılarak tek tek incelenmesi ve aynı olup olmadıkları hususunda açıklamalı rapor alınıp oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesinin gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.