Takip talebinde takip alacaklısı ve dava dilekçesinde davacı olarak yer alan kişi ile herhangi bir irtibat sağlanamadığından, mahkemece, takip alacaklısının kendi adına asaleten takip yaptığı ve dava açtığı göz önünde bulundurularak aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesince "itirazın kaldırılması isteminin kabul ya da reddi" halinde, talep olmadan, doğrudan doğruya %20 tazminata hükmedilemeyeceği–
İcra mahkemesince “alacaklının itirazın kaldırılması isteminin kısmen reddine” karar verilmiş olması ve borçlunun yargılamada kendisini bir vekille temsil etmiş olması durumunda, borçlu yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Alacaklının İİK. 89/IV gereğince icra mahkemesinden «3. kişinin tazminata mahkum edilmesini ve cezalandırılmasını» talep edebileceği, bunun dışında «3. kişinin itirazının kaldırılmasına (iptaline) karar verilmesini» isteyemeyeceği–
İİK.'nun 269/1. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken Borçlar Kanunu’nun 260. maddesi gereğince ödeme emrinde verilen yasal 30 günlük ödeme süresi beklenilmeden 11.05.2009 tarihinde tahliye istemli açılan davanın süresinde olmadığı-
10.4.1992 gün, 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni oluşturacağı, mahkemece, önceki kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile yeni bir karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.