Kesinleşen «kira tespit kararı»na dayanılarak talep edilen «kira farkları» için, kararın kesinleştiği tarihten itibaren faiz istenebileceği, kiracının bu konuda ayrıca ihtarname çekilerek temerrüde düşürülmesine gerek bulunmadığı–
Borçluların ipoteğin teminat ipoteği olduğu, hesap katı ihtarının tebliğ edilmediği ve borç miktarının belirlenmediği itirazlarının, borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre yasal süre içerisinde icra dairesine bildirilmesinin gerekeceği-
İki tarafa borç yükleyen taahhütlerini içeren sözleşmeden doğan alacakla ilgili uyuşmazlıkların icra mahkemesinde (tetkik merciinde) çözümlenemeyeceği (Bu durumda icra mahkemesince «görevsizlik kararı» değil, «alacaklının itirazın kaldırılması isteğinin reddine» ya da «borçlunun itirazının kabulüne» şeklinde karar verilmesi gerekeceği)-
Davalı borca itirazında takibe dayanak belgeyi kabul etmediğini açıkça belirtmiş olup, bu durumda akdin dayanağı olan belge metninden anlaşılan itirazlarını, itirazın kaldırılması sırasında ileri sürmesinde yasal bir engel olmayacağı-
Yargılama aşamasında, vekalet sözleşmesinin ardından, borçlunun alacaklıya vekaleten yaptığı satış sözleşmesi sunulmuş olup, söz konusu belgeler İİK.nun 68. maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını içeren belge niteliğinde olmadığından alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği-
Tahliye taahhüdünün, kira sözleşmesinden çok kısa bir süre sonra verilmiş olmasının, onun geçersizliğini gerektirmeyeceği–
Her ne kadar alacaklı 2013 yılı Mart ayı için takip talebinde 400,00 TL alacak talep etmiş ise de yazılı kira sözleşmesinde kararlaştırılan aylık kira bedeli dikkate alındığında alacaklı tarafından Mart ayı kirasına ait bakiye alacağın talep edildiği anlaşıldığı, buna göre, Mahkemece ödenmesi gereken kira bedeli ile kiracı tarafından yapılan ödemeler dikkate alınmak suretiyle, 2013 yılı Mart ayı için taleple bağlı kalınarak 400,00 TL, Nisan ve Mayıs ayları için bakiye 3.666,00 TL olmak üzere toplam 4.066,00 TL asıl alacak ve bu asıl alacağın işlemiş faizi üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın 2.566,00 TL asıl alacak ve 12,38 TL işlemiş faiz üzerinden kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Bilirkişi raporunda, takibe konu aylar itibariyle merkez bankası döviz satış kuruna göre eksik ödeme olduğunun belirlendiği, bu durumda mahkemece sözleşmede kararlaştırılan banka USD satış kuru üzerinden değerlendirme yapılarak takibe konu aylara ilişkin eksik ödeme olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İmzası ikrar edilmiş olsa bile tarihi inkar edilen tahliye taahhüdüne dayanarak itirazın kaldırılması istenemeyeceğinden dolayı uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği-
Borçlu, borç doğuran hukuki ilişkiyi kabul edip itirazını faizle sınırlı tuttuğundan, artık takip dayanağı belgenin İİK.nun 68/1. maddesinde yazılı bir belge ile ispatının gerekeceği, bunun ispatlanamaması halinde ise borçlunun en geç takip tarihinde temerrüde düşeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.