Yargılama aşamasında, vekalet sözleşmesinin ardından, borçlunun alacaklıya vekaleten yaptığı satış sözleşmesi sunulmuş olup, söz konusu belgeler İİK.nun 68. maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını içeren belge niteliğinde olmadığından alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği-
Tahliye taahhüdünün, kira sözleşmesinden çok kısa bir süre sonra verilmiş olmasının, onun geçersizliğini gerektirmeyeceği–
Her ne kadar alacaklı 2013 yılı Mart ayı için takip talebinde 400,00 TL alacak talep etmiş ise de yazılı kira sözleşmesinde kararlaştırılan aylık kira bedeli dikkate alındığında alacaklı tarafından Mart ayı kirasına ait bakiye alacağın talep edildiği anlaşıldığı, buna göre, Mahkemece ödenmesi gereken kira bedeli ile kiracı tarafından yapılan ödemeler dikkate alınmak suretiyle, 2013 yılı Mart ayı için taleple bağlı kalınarak 400,00 TL, Nisan ve Mayıs ayları için bakiye 3.666,00 TL olmak üzere toplam 4.066,00 TL asıl alacak ve bu asıl alacağın işlemiş faizi üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın 2.566,00 TL asıl alacak ve 12,38 TL işlemiş faiz üzerinden kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Bilirkişi raporunda, takibe konu aylar itibariyle merkez bankası döviz satış kuruna göre eksik ödeme olduğunun belirlendiği, bu durumda mahkemece sözleşmede kararlaştırılan banka USD satış kuru üzerinden değerlendirme yapılarak takibe konu aylara ilişkin eksik ödeme olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İmzası ikrar edilmiş olsa bile tarihi inkar edilen tahliye taahhüdüne dayanarak itirazın kaldırılması istenemeyeceğinden dolayı uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği-
Borçlu, borç doğuran hukuki ilişkiyi kabul edip itirazını faizle sınırlı tuttuğundan, artık takip dayanağı belgenin İİK.nun 68/1. maddesinde yazılı bir belge ile ispatının gerekeceği, bunun ispatlanamaması halinde ise borçlunun en geç takip tarihinde temerrüde düşeceği-
Davacının açmış olduğu itirazın kaldırılmasına ilişkin dava dosyasında, itirazın kaldırılması davasının reddine karar verildiği ve henüz kararın kesinleşmediği görüldüğünden, mahkemece davacı tarafından açılan itirazın kaldırılmasına yönelik ve red ile sonuçlanan dava dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi, talebin reddine ilişkin kararın kesinleşmesi halinde davacı icra mahkemesinden tahliye talebinde bulunmayacağından tahliye davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Banka makbuzuna dayalı alacakla ilgili uyuşmazlığın icra mahkemesinde (tetkik merciinde) çözümlenemeyeceği-
Alacaklının kredi veren kuruluş (banka) olmadığı da dikkate alındığında İİK.nun 150/ı ve 68/b maddeleri koşullarının uygulama yerinin bulunmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.