Ticaret sicilinde tacir olarak kaydı bulunan davalı borçlunun aksi kanıtlanmadıkça, iflasa tabi olacağı - Tacirlerin her türlü borçlarından (gerek ticari gerekse adi borçlarından) dolayı iflaslarının istenebileceği—
Takibe konu kredinin, "ticari kredi" niteliğinde olması halinde, 4077 s. TKHK.nun 10/A maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığından itirazın kaldırılması isteminin esasının incelenmesi gerektiği-
Borçlunun hatalı olarak avukatlık ücreti ve yargılama gideri ile sorumlu tutulmuş olmasının, borçlu tarafından karar bu yönden temyiz edilmiş olmadıkça, Yargıtay’ca bozma nedeni yapılamayacağı–
İflâs yolu ile takibe borçlu tarafından itiraz edilmiş olması halinde, iflas talebinin mahkemece ilân edilmesine gerek bulunmadığı—
Türkiye’de ikametgâhı bulunmayan yabancı uyruklu kişinin mensup olduğu devlet ile aramızda ikili adli yardım sözleşmesi bulunması halinde, o yabancı uyruklu kişinin teminat göstermeden, Türkiye’de bir Türk vatandaşı hakkında takip yapabileceği–
Mahkemece kiracının tacir olup olmadığı araştırılarak, tacir olması durumunda hakkında TBK.nun 346.maddesinin 1.7.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süre ile uygulanamayacağı gözetilmeli, tacir olmadığının anlaşılması halinde ise; yeni yasal düzenleme karşısında bu koşulun davalı kiracı yönünden geçersiz hale geldiği kabul edilerek değerlendirmenin takip tarihi itibariyle ödenmemiş muaccel kira alacağına göre yapılması, muacceliyet koşulu gereğince istenen aylar kirası yönünden alacak (itirazın kaldırılması) isteğinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun rehin hakkına itiraz etmiş olması halinde, icra mahkemesince «itirazın kaldırılması» aşamasında «geçerli bir rehin sözleşmesinin mevcut olup olmadığı»nın araştırılması gerekeceğinden, «işin yargılamayı gerektireceği» doğrultusunda karar verilemeyeceği—
Dar yetkili icra mahkemesince İİK. nun 68/I maddesinde yazılı borç ikrarını içeren belgelerden olmayan sözleşmeye dayanılarak “itirazın kaldırılmasına” karar verilemeyeceği-
Bono ve çeke dayalı olarak “genel haciz yolu ile” başlatılmış olan takipte borçlunun süresi içinde “alacaklıya borcu bulunmadığını” bildirerek borca itiraz etmesinden sonra, alacaklının icra mahkemesinden “itirazın kaldırılmasını” talep etmesi halinde, zamanaşımı itirazı, senet metninden kaynaklandığından, itirazın kaldırılması talebinin ilk duruşmasında borçlu tarafından ileri sürülebileceği, aksi taktirde icra mahkemesince “itirazın kaldırılmasına” karar verilmesi gerekeceği-
Kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibinin süresinde itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi isteminde bulunduğundan, borçluya gönderilen ihtarlı ödeme emri kiracıyı temerrüde düşüreceği-Konut ve çatılı işyeri kiralarında temerrüt ihtarında verilecek süre 30 gün olarak öngörüldüğü, davacının dayandığı takip dosyasından davalı borçluya gönderilen ödeme emrinde ödeme ve itiraz sürelerinin metin kısmında yazılmadığı, matbu olarak düzenlenen ödeme emrinde A ve B harfli dipnotta yazılı olduğu görüldüğü, yasal otuz günlük ödeme süresinin ödeme emrinde açıkça yazılması zorunlu olup, dipnotta yazılı olması ödeme emrinin yasaya uygun şekilde düzenlendiği anlamına gelmeyeceği-Yasal koşulları içermeyen ödeme emri hukuki sonuç doğurmayacağından bu ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemeyeceğinden, istemin reddine karar verilmesi gerekeceği -
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.