Akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek itiraz eden borçlunun itiraz sebeplerini ve isteğini noterlikçe re'sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile ispat etmesi gerektiği- Davalı tarafından ibraz edilen düşük kira bedelli ikinci kira sözleşmesinde ilk sözleşmenin feshedildiği ya da sona erdirildiği yönünde bir şerh bulunmadığı, ilk sözleşmenin yapılmasından sonra aylık kira parasının (21.500,00 TL den 4.166,66 TL ye) indirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalının dayandığı kira sözleşmesinin kira bedelini belirlemenin dışında başka bir nedenle düzenlendiği anlaşıldığından tarafların iradesini yansıtan takibe dayanak ilk kira sözleşmesinin dikkate alınması gerektiği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni olduğu, bu durumda, mahkemece yapılacak işin, tefhim edilen kısa karara uygun gerekçeli karar ve buna uygun hüküm oluşturmaktan ibaret olduğu-
Çekte lehtarın gerçek ya da tüzel kişi olmamasının, çekin geçerliliğini etkilemeyeceği, böyle bir çekin “hamiline” yazılmış sayılacağı-
İcra hukuk mahkemesinin, 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda, inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar vereceği, itirazın kabulü kararı ile takibin duracağı-
Mahkemece haberdar olmaya esas sayılan tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri nazara alındığında usulsüz olduğu zira, tebliğ memuru tarafından borçlunun nerede olduğunun araştırılmadığı, sorulması gereken kişilerden sorulmadığı, muhatabın tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği hususunun tespit edilmediği anlaşıldığından, şikayet eden borçlunun, hakkındaki takipten daha evvel haberdar olmuş sayılamayacağı nazara alınarak şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun borca veya imzaya itirazının “süre aşımı” nedeniyle ret edilmesi halinde, alacaklı lehine % 40 tazminata hükmedilemeyeceği-
Mahkemece, davacı borçlular vekiline kimin imzasına itiraz edildiği hususunun açıklanması için iki haftalık kesin süre verildiği ve bu ihtarın yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinin görüldüğü, ancak dava dilekçesi ve sonuç kısmından borçlular yönünden imzaya itiraz edildiği anlaşıldığı gibi, borçlular vekiline açıklama yapması için duruşmada ara kararla verilen sürenin kesin olduğunun da belirtilmediği ve yine eksikliğin tamamlanmaması halinde uygulanacak yaptırımın ihtar edilmediği görülmekle yapılan işlem usule uygun olmayıp sonuç doğurmayacağından, mahkemece, işin esasına girilip inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
«Rakamla ve yazıyla gösterilen bono bedelleri arasında fark bulunması halinde, yazıyla gösterilen bedele itibar edileceğini» öngören TK’nun 588. maddesinin bonoda iki ayrı vâde tarihinin bulunması halinde uygulanamayacağı (yani; bu durumda yazıyla belirtilen «vâde tarihi»ne itibar edilemeyeceği ve bononun geçersiz olacağı)-
İki farklı vade tarihi içeren senedin “bono” sayılmayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.