Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 640 ve 702. maddeleri uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekeceği, o halde, davacı dışındaki diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci tayin ettirilmesi gerekeceği-
Geçit hakkının kaldırılabilmesi için geçit gereksiniminin sona ermesi veya kaldırılması istenen geçitin, geçit lehdarının yüküne oranla çok az yarar sağladığının kanıtlanması gerekeceği-
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gerektiği- Mahkemece dava konusu taşınmaza ilişkin güncel tapu kaydı dava dosyasına getirtilerek, HMK’nun 114. ve 124. maddeleri gereğince dava konusu taşınmazda hak sahibi olan tüm taraflar tespit edilerek ve taraf teşkili sağlanarak işin esasına ilişkin karar verilmesi gerektiği-
Ortaklığının giderilmesine ilişkin davada, davalılara Tebligat Kanunun'da yapılan son değişiklik de nazara alınarak, usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı borçlunun tasarrufun iptali davası sırasında vefat etmesi halinde, mahkemece davacı vekilinden adı geçen davalının veraset ilamı istenerek mirasçılara tebligat yapılarak taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK.’nun 713/2. fıkrasında yer alan “maliki kim olduğu tapu kütüğünden anlaşılamayan” ve “maliki yirmi yıl önce ölmüş” bulunan, iki ayrı hukuki sebebe dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Öncelikle TMK.nun 713/2. fıkrasında yer alan “..maliki yirmi yıl önce ölmüş…” ibaresi Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edildiğinden mahkemenin TMK.nun 713/2-5. fıkralarının birlikte değerlendirilmesi ve tarafların hukuki durumlarının buna göre açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Öte yandan Tapu iptali ve tescil davalarında kural olarak, husumet kayıt malikine, kayıt maliki ölmüş ise mirasçılarına yöneltilerek açılır. TMK.’ nun 713/2. maddesindeki üç hukuki sebep bakımından da, davanın kayyım atanması ve kayyıma husumet yöneltilmesi suretiyle görülmesi olanağı bulunmamaktadır. Bu hususları göz önüne almadan oluşturulan hükmün, hükmün bu nedenlerle bozulmasına sebep olacağı-
Kayıt malikinin adresinin bilinmemesinin, tanınmayan bir kişi olduğunu göstermeyeceği ve bu nedenle tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğinin kabul edilemeyeceği–
Önalım hakkına konu edilen payın iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin davada, taraflara usulüne uygun tebligat yapılmadıkça duruşmanın yapılamayıp, hükmün verilemeyeceği-
"İhale alıcısı ile takibin taraflarına usulüne uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra dosyasının incelenmesi gerektiğine" değinen bozma ilamına uyulduğu halde, ihalenin feshi isteminin süreden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Satışına karar verilen taşınmaza ilişkin olarak davalı paydaşlar adına çıkarılan dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiyenin bila tebliğ iade edilmesi üzerine ilanen tebligat yapılmış ise de Tebligat Kanunun 29 ve tüzüğün 47/2 maddesi gereğince yeterli adres araştırması yapılmadığı gibi tebliğ olunacak evrak suretinin mahkeme divanhanesinde bir ay süreyle asıldığına dair belgeye de dosya kapsamında rastlanılmadığından, bu durumda tebligatın usulüne uygun olduğundan söz edilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.