Taraflara tebligat yapılmamış ve ilan edilmemiş olan kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine ilişkin idari işlemlerin adli yargı yönünden takdiri delil niteliğinde olacağı–
Davalı sulama kooperatifinin kamu kurumu niteliğinde olmayıp, özel hukuk hükümlerine tabi olduğu ve idari yargı yerinde dava edilemeyeceği, ayrıca davanın da özel hukuk hükümlerine dayanılarak açıldığı, şu durumda, davaya bakma görevinin adli yargıya ait olacağı, mahkemece aksi düşüncelerle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olacağı, diğer yandan, idari davaların nasıl açılacağı İdari Yargılama Usulü Yasasında gösterilmiş olup; bir idari dava açılırken bu yasada gösterilen yöntemlere uyulmasının zorunlu olacağı, adli yargı yerinde açılan bir davanın idari nitelikte olduğu benimsenerek dosyanın idari mahkemeye gönderilmesine karar verilmiş olmakla da başlangıçta adli yargıda açılan davanın idari yargıda açılmış sayılmayacağı-
Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, çekişmenin taraflar arasındaki idari bir işlemden kaynaklanmadığının, idari işlemin iptaline yönelik de herhangi bir isteğin bulunmadığının, öte yandan, davacıların, hükmen tescil ilamının tapu kayıtlarına yansıtılmasını istediklerinin, dolayısıyla, mülkiyet hakkına dayanarak eldeki davayı açtıklarının anlaşıldığı, bu durumda, uyuşmazlığın çözümünün adli yargının görev alanında kaldığı-
Mahkemece, hizmet kusuruna dayanılarak ...... Belediye Başkanlığı aleyhine açılan bu davada adli yargının yargı yolu bakımından görevsiz bulunması nedeniyle davanın HMK 114/1-b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davaya bakmanın idari yargının görevi dahilinde olduğunun belirlendiği bu nedenle, dava dilekçesinin yargı yolu nedeniyle görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği-
Çözümü özel bilgiye dayanan konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesinin, eş söyleyişle bilirkişi mütalaasına başvurulmasının gerekeceği, giderek, hakimin gerek kendiliğinden, gerekse taraflardan birinin isteği üzerine bilirkişi incelemesine karar verebileceği, bu itibarla, vak’a ile ilgili yabancı hukuk hakkındaki malumatın, ihtisas sahibi hukukçulardan veya yabancı hukuk ile meşgul müesseselerden, örneğin Üniversitelerdeki Devletler Hususi Hukuku ve Mukayeseli Hukuk Enstitülerinden temin edilmesinin çok daha emin ve sağlam bir yol olacağı, üstelik, konu ile ilgili olmak üzere yabancı hukuk hakkında mücerret bir bilgi temini yerine, vak’a dosyasını da ihtisas sahibi hukukçu veya müesseselere göndererek doğrudan doğruya hukuki ihtilafa ait bir hukuki ve ilmi mütalaa alınmasının, yabancı hukukun tespiti ile ilgili birçok problemi halledeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan ve hizmet kusuruna dayanılarak, davalı aleyhine yöneltilen tazminat istemi-
İdare tarafından 3621 s. K. mad. 9 uyarınca "kıyı kenar çizgisi" haritasının düzenlenip, düzenlenmediği araştırılması ve üç jeologtan oluşturulacak uzman bilirkişi kurulu ve Tapu Fen Memuru aracılığıyla yerinde keşif yapılması; harita düzenlendiğinin ve davanın taraflarını bağlayan bir içerik kazandığının anlaşılması durumunda kıyı kenar çizgisi idarenin düzenlendiği harita ya değer verilerek saptanması gerektiği-
Davaya konu alacağın, İdari eylem olan alacağın varlığının ve kapsamının hukuk mahkemesi tarafından çözümlenemeyeceği- İdari yargı yerinde "itirazın iptali" biçiminde bir dava yolu düzenlenmediği, istem idari yargı yerinde dava konusu edilip oradan bu konuda bir karar alınmadan icra takibi yapılmasına ve icra takibine itiraz üzerine adli yargı yerinden itirazın iptalinin istenmesine yasal olanak bulunmadığı-
Kural olarak mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirleme görevinin adli yargıya ait olduğu; ancak 3621 sayılı Kıyı Kanununun 9.maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.