Kurum zararının ödetilmesi istemi-
Mahallinde yapılan keşif sonucunda hükme esas alınan fen bilirkişi raporuna ekli krokide 4 no'lu güzergahtan mavi renkle gösterilen bölümden geçit hakkı tesisinin uygun olduğu belirtildiği halde hüküm sonucunda "sarı renkle gösterilen" ibaresinin yazılmasının maddi hatadan kaynaklandığı anlaşıldığından bu hususun bozma nedeni yapılmadığı-
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer verilmeyen bir hususun, tavzih kararı ile hüküm fıkrasına ilave edilemeyeceği-
22. HD. 22.10.2018 T. E: 14670, K: 22633-
Beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde HMK.nun 261. maddesi uyarınca giderilmesinin, olaylara dayalı olarak yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarının alınmasının, duruma göre pasif husumet ehliyetinin değerlendirilmesinin, kök muris T.den kalan taşınmazlar bakımından davacının muris T.’ye ait veraset belgesindeki payı oranında iptal ve tesciline karar verilmesinin düşünülmesinin, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği-
İİK.’nun 4. maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetlerin, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesince çözümleneceği; bu hususun kamu düzenine ilişkin “kesin yetki” niteliğinde olduğu ve icra mahkemesince “doğrudan doğruya” gözetileceği-
Maddi hataya dayalı bozma ilamına uyulmasının usuli kazanılmış hak meydana getirmeyeceği-
Yolsuz tescil hukuksal nedeniyle tapu iptali ve tescil istemiyle açılan davada yerel mahkemece Özel Dairenin bozma ilamına uyularak "protokol ve 26 adet senet için davacının ibra ettiği senetlerin karşılıksız kaldığının kararlaştırıldığı, yine protokol hükümlerine davalı vekili tarafından itiraz edilmediği, bu itibarla senetlerin davacıya işlem yapılmadan iade edilmesi gerektiği halde, iade edilmeyerek takibe konulduğu ve dava konusu payın bu nedenle ihalesi ile davalı şirkete satıldığı, ihalenin hükümsüz senetlere dayandığı, dolayısıyla tescilin yolsuz olduğu" belirtilerek verilen davanın kabulüne dair verilen üçüncü karar, Özel Dairece "ibranamenin aslının bulunmadığı, fotokopi belgeye dayanılarak davacının ibra edildiğinin kabul edilemeyeceği, bozma kararının sonradan ortaya çıkan duruma göre, maddi hataya dayalı olduğu ve davada dayanılan çekişme konusu taşınmazın sicil kaydının oluşumunun TMK'nın 1025. maddesinde öngörülen yolsuz tescile dayalı olduğunun söylenemeyeceği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, dahili davacılar vekilinin karar düzeltme talebinde bulunması üzerine Özel Dairece verilen karar ile HMK. mad. 125/1 , dava açıldıktan sonra davalının dava konusunu, bir başka şirkete sattığı, bu nedenle davacı tarafa seçimlik hakkının hatırlatılmasının gerektiği açıklanmak suretiyle Dairenin kararının kaldırılmasına ve hükmün bu yönden bozulmasına karar verilmiş olup, dahili davacılar vekilince karar düzeltme talep edilen üçüncü kararın, Özel Dairece önceki bozmayı ortadan kaldıracak nitelikte olmayıp, dava konusunun devri ve taraf değişikliğinin hatırlatılması yönünde olduğu ve bu durumda, yerel mahkemece verilen üçüncü kararın temyizen inceleme görevinin, Hukuk Genel Kurulu’na ait değil Özel Daireye ait olduğu-
Davacı mevduatının, davacının iradesi fesada uğratılarak Off-Shore Bank Ltd. hesabına gönderildiği iddiasına dayalı alacak istemi-
İdare mahkemesinde henüz kesinleşmemiş kararın, bu davanın sonucuna etkili olacağı anlaşıldığından, İdare mahkemesince verilen kararın kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre değerlendirme yapılıp karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.