Dava ve birleştirilen dava; kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Şufa bedelinin (satış parası ve giderlerinin) mahkeme veznesine yatırıldığı tarihten sonrası için (şufa hakkına konu olan payın nefi ve hasarının alıcıya intikal etmiş olması nedeniyle) kullanım kötü niyetli olmadığından ecrimisele hükmedilemeyeceği; şayet, ecrimisil şartlar oluşmuş ise, ancak dava konusu parsellerdeki hisselerin eldeki davanın davacısı (şufa davasının davalısı) adına kaydedildiği tarihten başlamak üzere, şufa bedelinin mahkeme veznesine yatırıldığı tarihe kadar geçen süre için ecrimisile hükmedilebileceği-
Mahkemece, karar verilmesinin ardından verilen bozma kararından sonraki yargılama aşamasında ıslah yapılmasının mümkün olmadığı, mahkemece bu husus göz ardı edilerek bozmadan sonraki yargılama aşamasında yapılan ıslahın yapılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği- Ecrimisil tazminatı için faiz talep edilebilir ise de her ay için gerçekleşen ecrimisil tazminatına ayrı ayrı faize hükmedilmesine imkan sağlayan bir düzenleme bulunmadığı gibi hükmün yazılış biçimine göre de hüküm altına alınan alacağın toplam olarak gösterilmesinin ve her ay için ne kadar faiz hesaplandığı belirtilmemesinin infazda tereddüte neden olacağı-
İcra memurunun; takip dosyasında borçlunun, taşınmazının bulunduğu arsa üzerinde hissesi oranında malik olmasına rağmen taşınmazın tamamı borçluya aitmiş gibi gerçekleştirdiği satış işlemleri nedeniyle kusurlu olduğu-
El atılan taşınmaz, yol durumuna dönüştürüldüğünden, 4721 sayılı TMK’nın 999.maddesi uyarınca tapudan terkinine karar verilmesinin yöntem olarak doğru olduğu-
Malikler arasında elbirliği mülkiyeti mevcut olup maliklerden birinin kendi nam ve hesabına değil elbirliği halindeki tüm malikler adına tasarruf edebileceği, bu tür taşınmazlarda TMK'nin 713/2 maddesindeki "ölüm" nedenine dayanılarak zilyetlikle mülkiyetin kazanılmasının mümkün olmadığı- Çekişme konusu taşınmazın geldi parseli olan ........ parsel sayılı taşınmazın eski tapu kayıtlarına dayalı tapuya tescil edildiğine göre kayıt maliklerinin kanun anlamında bilinen ve yaşamış kişiler olduğunun kabulü gerekeceği, hal böyle olunca, kayıt maliklerinin bilinen kişiler olduğu da gözetilerek TMK'nin 713/2 maddesinde yer alan kim olduğunun anlaşılamaması nedenine dayalı olan iddianın da reddi gerekeceği- Tapulu taşınmazların satışının TMK'nin 706, BK'nin 213 , 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağı ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmeyeceği- Davacılar, tapu kayıt malikleri olup davalılar-birleştirilen dosya davacılarının kayıttan veya mülkiyetten kaynaklı bir hakkı bulunmadığına göre elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesi ve davacıların payları da gözetilerek tespit edilecek ecrimisile karar verilmesi gerekeceği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin davada kayden davacının paydaşı olduğu taşınmaza davalının sera yapmak suretiyle müdahalede bulunduğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle el atmanın önlenmesine karar verilebileceği, ancak toplanan delillerden çekişme konusu kısımları davalının uzun yıllardır kullandığı, anılan seraları 1994 yılında yaptığı ve davacının bu kullanıma itiraz etmediği, bu durumda, davacı tarafından uzun süre dava konusu yerlerin kullanımına ses çıkarılmadığı ve ihtarname ile davalının taşınmazları terk etmesinin istenmediği gözetildiğinde, davalının çekişme konusu taşınmazları davacının izni ile kullandığı, kötü niyetli zilyet olmadığı, hatta taraflar arasında Borçlar Kanununun 299. ve takip eden maddelerinde öngörüldüğü üzere şifahi olarak ariyet akdi yapıldığı ve aynı yasanın 304. maddesi gereğince de davacının dava açmakla muvafakatini geri aldığı, başka bir deyişle feshederek akde son verdiği kabul edilmek suretiyle ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Ecrimisilin, kötüniyetli zilyedin ödemekle sorumlu olduğu tazminat olduğu, bir nesneye haksız olarak, kendi çıkarına zilyet olan kimse onu hak sahibine geri vermekle yükümlü olduğu gibi, şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal ettiği gelir karşılığında tazminat ödemek zorunda olduğu ve 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı uyarınca ecrimisil davalarının 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu-
Davacının, «maliki bulunduğu bazı taşınmazların ve kahvehane-deki payının yarısının işletme ve faydalanma haklarını, kendisinden nafaka istenmemesi ve taşınmazların vergilerini ödemek koşuluyla dava-lılara bırakmasını» öngören sözleşmenin, «davacının izni olduğu sürece, taşınmazı davalıların işgal etmesini sağlayan bir belge» niteliğinde oldu-ğu -
Mahkemece, bir karar verilip, davadan el çekildikten sonra karar düzeltme aşamasında her iki tarafça davalardan feragat edildiği, bu aşamada feragatler hakkında karar verme yetkisinin yerel mahkemeye ait bulunduğu, feragat beyanları hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.