Taşınmazı kullanan kişi, haklı bir sebebe dayandığına inanarak veya bir edim karşılığı ya da davacının rızası dahilinde kullandığından bahisle yararlanmayı sürdürüyorsa (harici satış, fiili taksim, kira sözleşmesi vs.) bu gibi hallerde, rızanın ortadan kalkması veya tarafların aldıklarını iade etmesine kadar taşınmazı elinde bulundurma haksız ve kötü niyetli kullanım kabul edilmediği- R.ya dayalı kullanım, haksız ve kötü niyetli bulunmadığından tazminat ile sorumluluk da söz konusu olmadığı- Tarafların da kabulünde olduğu üzere, davalı ile davacı arasında dava konusu yerin satımı konusunda anlaşma yapıldığı ve davalının bu anlaşma uyarınca dava konusu yeri depo olarak kullanmaya başladığı ancak tarafların anlaşamamaları nedeniyle tapu devrinin yapılamadığı anlaşıldığından, davalının dava konusu taşınmaza davacının rızası ile girdiği sabit olduğundan, davacı, davalının kullanımına ilişkin onayını dava tarihinden önce geri aldığını kanıtlayamamış olup dosyaya davalı tarafa ihtarname çekildiğine dair bir belge de sunamadığından, ecrimisile hükmedilmesinin hatalı olduğu-
2942 sayılı Kanunun 38. maddesini iptal eden Anayasa Mahkemesi kararının, iptal tarihine kadar yirmi yıllık hak düşürücü süresi dolmuş bulunan eldeki davaya etkili olup olmayacağı noktasında toplanan uyuşmazlıkta, Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz malikinin sadece tazminat davası açabileceğini düzenleyen kuralın malikin el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davası gibi mülkiyet hakkından kaynaklanan davaları açmasını yasakladığını, böylece hak arama özgürlüğünü bu davalar yönünden ortadan kaldırdığını, Anayasa Mahkemesi'nin kararı ile Kamulaştırma Kanunu'na 5999 sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. maddede yer alan "sadece" ibaresinin iptaline ilişkin kararın, Özel Daire bozma kararına ilave edilmesi suretiyle hükmün bozulması gerektiğinin çoğunluk tarafından kabul edilmediği ve Özel Daire bozma kararına uyulması gerektiği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istekleri-
8. HD. 11.06.2018 T. E: 2429, K: 13974-
Kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirleneceği, sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edileceği-
Davalının kiraladığı yerin cephelerine tanıtıcı tabela koymasının, ticari faaliyette bulunan kişilerin bu işleriyle bağlantılı olarak nitelendirilmesi mümkün ise de, bu durumun yanlar arasında başkaca bir düzenlemeye yer verilmemiş olması halinde geçerli olduğu-
Kayden davacının paydaşı olduğu çekişme konusu taşınmazın 1473 m² kısmına davalı şirketin haklı ve geçerli bir nedeni olmadan müdahale ettiği saptanmak,müdahale edilen kısım üzerinden davacının payı oranında ecrimisil belirlenmek,öte yandan çekişme konusu taşınmazın tarım arazisi değil arsa vasfında olduğu anlaşılmak suretiyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği-
Taraflar arasındaki haksız işgalin önlenmesi ve taşınmazın tahliyesi davası-
Ecrimisilin, kötüniyetli zilyedin geri vermekle yükümlü olduğu bir şeyi haksız olarak alıkoyması nedeniyle hak sahibine ödemek zorunda kaldığı bir tür haksız fiil tazminatı niteliğinde olduğu; çekişme konusu taşınmazın davacı Belediyeye devredildiğini bilmeyen davalının, önceki malik olan dava dışı kişi ile yapmış olduğu yazılı kira sözleşmesine istinaden çekişmeye konu taşınmazları tasarruf ettiği ve bu kuruma kira bedellerini ödediğinden kötüniyetli olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.