Taraflar arasındaki haksız işgalin önlenmesi ve taşınmazın tahliyesi davası-
Ecrimisilin, kötüniyetli zilyedin geri vermekle yükümlü olduğu bir şeyi haksız olarak alıkoyması nedeniyle hak sahibine ödemek zorunda kaldığı bir tür haksız fiil tazminatı niteliğinde olduğu; çekişme konusu taşınmazın davacı Belediyeye devredildiğini bilmeyen davalının, önceki malik olan dava dışı kişi ile yapmış olduğu yazılı kira sözleşmesine istinaden çekişmeye konu taşınmazları tasarruf ettiği ve bu kuruma kira bedellerini ödediğinden kötüniyetli olmadığı-
Her iki içtihadı birleştirme kararının kapsamında da görüldüğü üzere geçersiz sözleşmeye dayalı bedelin istenmesinin mümkün olduğu, davacının, harici satış senedine dayalı olarak iptal ve tescili sağlamadığını ve artık ümidinin kesildiğini, açtığı bu davayla öğrenmiş bulunduğu, içtihadı birleştirmede sözü edilen ferağdan dönme ve imtina tarihinin, saptanan bu durum karşısında harici satış senedinin düzenlendiği 10.01.1996 tarihi olmayıp davanın açıldığı 04.05.2011 tarihi olduğunun kabulünün gerekeceği, şu durum karşısında Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde açıklanan on yıllık zamanaşımı süresinin somut olayda dolmadığı-
Davacının kayden malik olduğu taşınmaza davalı idarenin yol geçirmek ve çıkarılan toprakları yolun iki tarafına yığmak suretiyle taşınmazın 9270 metrekarelik kısmına haksız müdahalede bulunduğu, davacının taşınmazın bu bölümünü tamamen kullanamadığı anlaşılmış olmakla, bu alanın tamamı üzerinden ecrimisile hükmedilmesi gerekirken sadece yol geçen 5.023,52 metrekarelik alan için davacı yararına ecrimisile hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Tahliye taahhütnamesinde belirtilen tarihte kiralananın tahliye edilmemesi sebebiyle haksız işgal tazminatı, yakıt ve çevre temizlik vergisi bedeli ile su tüketim bedelinin tahsili istemi-
Kira sözleşmesinin pay ve paydaş çoğunluğu ile yapılmamış olması halinde elatmanın önlenmesine karar verilmesi ve davacının payına isabet eden haksız işgal tazminatının Türk parası üzerinden ödenmesine karar verilmesi gerekeceği–
Mahkemenin, tarafları dinlemeden, onları, iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremeyeceği-
Kesin hükmün sonuçlarını doğuran feragatin 6100 Sayılı HMK'nin 310 .maddesi uyarınca karar kesinleşinceye kadar her zaman yapılmasının olanaklı olduğu-
Davacının, tüm ihtarlarına ve taşınmazdaki payını bizzat çalıştırmak istemesine rağmen davalının taşınmazı işgal ederek yararlanmasını sürdürmek suretiyle, haksız bir fiili işlemiş bulunması nedeniyle, ürün esası üzerinden bir alacağa hak kazandığının kabulünün gerekeceği-
Davalı lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.