Davacının, davalının mirasçıları dışında taşınmazda paylı malik olan davalılarla arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı, TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan hakkın, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebileceği, davacı tarafından dava konusu taşınmaz üzerine yapılan ve halen ikamet ettiği bina ile ilgili tazminat talebiyle ilgili olarak mahkemece bu konuda davalı paylı maliklerin davacının inşa etmiş oldukları bina nedeniyle ne kadar zenginleştikleri uzman bilirkişi raporuyla tespit edilerek sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davacının zararının tazminine karar verilmesi gerektiği-
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarının, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğu- Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açacağı, HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu- Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği-
TMK’nin 713/2. maddesine dayanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde ise ağaçların muhdesat olarak bedelinin tahsili isteği dayanmaktadır. Somut olayda, dava TMK’nin 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde muhdesat bedelinin tahsili isteği-
İpotek kapsamındaki taşınırlar hakkında istihkak davası açılabileceği-
Davalının rızasının bulunduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığı ve mevcut delil durumuna göre de davacının iyiniyetli olduğu kanıtlanamadığından, davanın reddi gerekeceği-
Kaynak hakkının, resmi şekilde düzenlenecek sözleşme ile tapu siciline tescil ile kazanılmasının mümkün olduğu-
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmenin ve ona satış bedelinden pay vermenin mümkün olmadığı- Davaya konu parseller üzerinde muhdesat niteliğinde evler ve ağaçlar olduğu keşfen belirlenmiş olup davalılar vekili taşınmazlar üzerindeki muhdesatların davalılara ait olduğunu beyan ettiği, davacı vekilinin muhdesat iddiasını kabul ettiği; davalılar R.E., R.İ. ve Ş.Ö.'in muhdesat iddiasını 13.03.2012 tarihli duruşmadaki imzalı beyanları ile kabul ettiği ancak diğer davalı A.F.Ö.'in buna ilişkin beyanı alınmadığı- Arzın ve muhtesatların değerlerinin ayrı ayrı tespit edilerek muhdesatın toplam değere oranı konusunda bilirkişiden rapor alındığı, beyanı alınmayan diğer davalının muhdesata ilişkin beyanı sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- 
MK’nun 725. maddesinin uygulanabilmesini haklı gösterecek en önemli koşulun, yapı malikinin «iyiniyetli olması» olduğu, buradaki iyiniyetin de MK. 3’de tanımlanan «sübjektif iyiniyet» olduğu–
Makinelerin ipotek kapsamında olup olmadığının tespiti için ipotek akit tablosunda yazılı olup olmaması sonuca etkili olmayıp, niteliği itibariyle de eklenti vasfında olmasının gerekeceği-
Tapulu taşınmaza el atmanın önlenmesi ve yıkım istekleri-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.