Takip dayanağı çekin keşide tarihi 23.10.2014 olup ibraz süresinin bitim tarihi 6273 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra olmakla, çeklerin 3 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, buna göre; tedbirin kalkığı 25.10.2019 tarihinden itibaren, icra takibinin başlatıldığı 20.02.2021 tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin geçmediği, o halde; Bölge Adliye Mahkemesince, İlk derece Mahkemesinin kararının gerekçe nedeniyle kaldırılarak, zamanaşımı nedeniyle takibin durdurulması talebinin reddi gerekeceği-
Davacı şirket çalışanı olan davalının şirketi zarara uğrattığı iddiasına dayalı olarak açılan tazminat istemi-
Borçlu şirketin, şirketin, yetkili temsilcilerin atacağı müşterek imza ile temsil edildiğini, takibe konu senette ise şirkete atfen tek imza bulunduğunu belirterek takibin iptali talebiyle icra mahkemesine başvurusunun, İİK'nun l69. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, bu iddianın kabulü halinde aynı Kanun'un 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, başvurunun İİK'nun 170/a maddesi kapsamında şikayet olarak vasıflandırılarak takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İsticvabına karar verilen kimseye bizzat davetiye gönderileceği ve belirlenen gün ve saatte isticvap olunmak üzere hazır bulunması gerektiği; davetiyede, ayrıca, isticvap konusu vakıalar gösterileceği; ilgili tarafın geçerli bir özrü olmaksızın gelmediği veya gelip de sorulara cevap vermediği takdirde, isticvap konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı-
Görme özürlülerinin kambiyo senedi düzenleme yetkisi-
25.02.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına ilişkin 6111 Sayılı Kanunun konuya ilişkin 17. maddesinin 25. Fıkrasının (ç) bendinde yasadan yararlanma koşullarının belirtildiği, (d) bendinde ise kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idarelere başvuruda bulunulması ve bu fıkra kapsamında hesaplanan tutarın öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla bunlar için açılan davalar sonlandırılır ve icra takipleri durdurulur hükmüne yer verildiği, Kanun'un bu açık hükmü karşısında davalı borçlunun yasada belirtilen süre ve şekilde başvuru ve ödemelerinin olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesinin zorunlu olduğu-
«Birikmiş faiz miktarı»na, «faiz oranı»na ve «çek tazminatı»na yö-nelik itirazın «borca itiraz» niteliğinde olduğu—
İİK'nun 62. maddesi gereğince, itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecbur olduğundan, itirazın yasal sürenin geçirilmesinden sonra ileri sürüldüğü durumda takibin kesinleşmiş bulunacağı -
6100 sayılı HMK'nunda "dahili davalı" adı altında bir müessese öngörülmemiş olup, dava açıldıktan sonra ek dilekçe ile davada taraf olmayan 3. kişilerin davaya dahili mümkün olmadığından davada taraf olmayan şahıs hakkında mahkemece aleyhe hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Borçluların itfa itirazında bulunduğu belgede takip dayanağı belgeye bir atıf olmadığı gibi, belgedeki imza da borçlu tarafından ikrar edilmediğinden, itfa itirazının ispatlandığının kabul edilemeyeceği- Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca kabul edilen miktar ve fer'ileri için takibin durdurulması yerine, takibin iptali yönünde hüküm tesisinin de doğru bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.