Dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğunun senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı belge ile kanıtlaması gerektiği- İİK. mad. 169/a maddesi uyarınca, belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılmasının zorunlu olduğu- Sözleşme tarihinin, bononun düzenlenme tarihi ile aynı olması, sözleşmenin konusu olan araç devir tarihinin, bononun vade tarihi ile aynı olması, sözleşmede teminat olarak verildiği belirtilen senedin değeri ile takibe konulan bononun değerinin aynı olması, sözleşmede, bonoya açıkça atıf yapıldığını göstermekte olup, bu durumda takibe konu senedin, araç devrinin teminatı olarak verildiğinin ve borçlunun borca itirazının kabulü ile İİK. mad. 169a/5 uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Kiralananın tahliye edildiğinin ( kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin ) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılmasının yeterli olmayıp; anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekeceği, kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğünün, kiracıya ait olup, kiracının, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamaması halinde. kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunması gerekeceği-
Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekeceği- Borçlunun itirazına dayanak yaptığı ve alacaklının da kabulünde olan protokolden, taraflara karşılıklı edim yüklendiği ve takip dayanağı senedin de prokolde belirtilen senet olduğu anlaşıldığından, alacağın varlığı, miktarı ve tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı zorunlu kıldığından, İİK'nun 169/a maddesi uyarınca borca itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Sağlık sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemi- Ödeme emrinin davalı borçlu sigorta şirketine tebliğ edildiği, davalı sigorta şirketinin borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğu bundan sonra zaman aşımını kesen işlem yapılmadığı 6762 s. TTK'nun 1268. maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmasından sonra itirazın iptali davası açıldığı gözetilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 33/I maddesindeki yetkinin, kamu düzenine ilişkin olduğu ve icra takiplerini de kapsadığı-
İcra mahkemesine verdiği dilekçede “tahliye” isteminde bulunmuş olan alacaklı-kiralayanın, daha sonra ıslah dilekçesi vererek “itirazın kaldırılması” talebinde bulunamayacağı-
Senedin hangi ilişki kapsamında verildiğinin senet üzerinde yer almadığı ve ilgili bankacılık sözleşmeleri ve belgeler incelendiğinde takibe dayanak olan bononun teminat olarak verildiğine yönelik bir bilginin bulunmadığı ve alacaklı tarafından da teminat senedi iddialarının kabul edilmediği, teminat senedi olduğunun ispat edilmediği ve bono da kefil sıfatı ile atılan her imzanın aval hükmünde olduğu yine aval sıfatı ile atılan imzalar yönünden eş rızasının alınmasının gerekli olmadığı- Kredi sözleşmesinde takibe dayanak bonoya herhangi bir atıf olmadığı görülmekle davanın reddine dair verilen ilk derece mahkemesi kararı yerinde olduğu-
Her ne kadar davacı, 8.11.1997 tarihli sözleşmenin arkasında yer alan ödeme planı altında yanların imzası olmadığına dayanmış ise de, sözleşme aslının kendisi tarafından ibraz edilmesi yanında sözleşmedeki plana uygun olarak bankadaki hesabına yatan paraları düzenli olarak kabul edip, süregelen bu ifaya karşı çıkmaması karşısında bu iddiasının samimi olmayacağı, ortada hesabı gereken ve belgelerle ispatlamış bir alacak bulunmadığı, takibin dayanaksız kaldığı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup, onanmasının gerekeceği-
Takibe dayanak yapılan ihtiyati haciz kararının yetki itirazı yapılan tarih itibariyle kaldırıldığı iddia ve ispat edilmediğine göre İİK. mad. 261. doğrultusunda alacaklının ihtiyati haciz kararını veren asliye ticaret mahkemesinin yargı çevresindeki icra dairesinde icra takibi başlatmasında yasaya aykırılık bulunmadığı-
İİK'nun 170/b maddesi göndermesi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipler hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 67/3. maddesi uyarınca, muris mirasçıları aleyhine tazminata hükmedilmemesi gerekirken, borçluların %40 tazminata mahkum edilmelerinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.