Alacaklı vekilince yetki itirazının kabulüne ilişkin mahkeme kararının kesinleşme tarihinden itibaren HMK'nun 20. maddesinde öngörülen 2 haftalık süre geçtikten sonra dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesine ilişkin başvuruda bulunulduğundan, mahkemece takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Davacının sunduğu banka dekontunun açıklama kısmında "borç parası" ibaresinin yer aldığından, davacı açısından yaklaşık ispat hali gerçekleştiği ve ihtiyati haciz isteminin kabulüne ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu-
Tüzel kişiliği bulunmayan davacının dava açma ehliyeti ve taraf sıfatı olmadığından ve takip talepnamesindeki bu eksiklik sonradan giderilemeyeceğinden tahliye yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkin davada, davalı vekilinin cevap dilekçesinde kira bedellerinin müvekkili tarafından davacının Halk Bankası hesabına ödendiğini bildirerek bu kişi adına kayıtlı hesap dökümünün dosya arasına alınmasını istediği, ne var ki mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadan karar verildiği, mahkemece kira ödemelerinin yapıldığı kiraya verene ait takip konusu dönemi kapsayan hesap ekstresi getirtilip incelenerek gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dayanak bononun rakam ile değer belirten bölümünde tahrifat yapıldığı bilirkişi raporuyla saptandığına göre, bononun yazı ile değer belirten bölümüne itibar edilmesinin mümkün olmadığı, bu durumda senedin tahrifattan önceki miktar için geçerli olduğunun kabulünün gerekeceği-
Mahkemenin ihtiyati haciz kararı vermesinin sırf bu yüzden somut olay için yine aynı mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin yetkili olmasını gerektirmeyeceği-
Borçluların dava dilekçesinde inkâr tazminatı talebinin bulunması ve borca itirazlarının kısmen kabul edilmiş olması halinde, İİK.'nun 169/a-VI maddesi uyarınca, borçluların itirazlarında haklı çıktıkları miktar üzerinden borçlular lehine inkâr tazminatına karar verilmesi gerekeceği-
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, borçlunun örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde yetkiye ve borca itirazı üzerine verilen icra mahkemesi kararının temyiz olunabileceği; kararın icra mahkemesince kesin olarak verilmiş olmasının da bu sonucu değiştirmeyeceği-
Davacının dava konusu senet nedeniyle imzaya itirazla icra hukuk mahkemesine açtığı davada 13.01.2009 tarihli dilekçesi ile borcu ve imzayı kabul ettiğine dair beyanda bulunduğu, bu beyanı karşısında takip konusu borcu üstlenip, kabul ettiğinin değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle de artık diğer iddialarının sonuca etkisi olmayacağı gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
İcra emrinin vekil yerine asile tebliğ edilmiş olmasına rağmen, vekil tarafından süresinde “borca itiraz” başvurusu yapılması halinde, icra mahkemesince “icra emrinin iptaline” karar verilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.