Dayanak bononun rakam ile değer belirten bölümünde tahrifat yapıldığı bilirkişi raporuyla saptandığına göre, bononun yazı ile değer belirten bölümüne itibar edilmesinin mümkün olmadığı, bu durumda senedin tahrifattan önceki miktar için geçerli olduğunun kabulünün gerekeceği-
Mahkemenin ihtiyati haciz kararı vermesinin sırf bu yüzden somut olay için yine aynı mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin yetkili olmasını gerektirmeyeceği-
Borçluların dava dilekçesinde inkâr tazminatı talebinin bulunması ve borca itirazlarının kısmen kabul edilmiş olması halinde, İİK.'nun 169/a-VI maddesi uyarınca, borçluların itirazlarında haklı çıktıkları miktar üzerinden borçlular lehine inkâr tazminatına karar verilmesi gerekeceği-
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, borçlunun örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde yetkiye ve borca itirazı üzerine verilen icra mahkemesi kararının temyiz olunabileceği; kararın icra mahkemesince kesin olarak verilmiş olmasının da bu sonucu değiştirmeyeceği-
Davacının dava konusu senet nedeniyle imzaya itirazla icra hukuk mahkemesine açtığı davada 13.01.2009 tarihli dilekçesi ile borcu ve imzayı kabul ettiğine dair beyanda bulunduğu, bu beyanı karşısında takip konusu borcu üstlenip, kabul ettiğinin değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle de artık diğer iddialarının sonuca etkisi olmayacağı gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
İcra emrinin vekil yerine asile tebliğ edilmiş olmasına rağmen, vekil tarafından süresinde “borca itiraz” başvurusu yapılması halinde, icra mahkemesince “icra emrinin iptaline” karar verilemeyeceği-
Kiralayan önceki malik tarafından açılan 2005-2006 dönemine ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararı, kira tespit davası niteliğinde olmayıp, alacak davası niteliğinde olduğundan, davacı yeni malik, bu mahkeme kararına dayanarak 2007-2008 dönemi kira parasının belirlenmesini isteyemeyeceğinden, davacı tarafından dava konusu edilen, 2007-2008 dönemi kirasının sözleşme hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi ve sorunun bu şekilde çözümlenmesinin gerekeceği-
İtirazın iptali davası-
Daha önce borçlulara “ödeme emri” göndermiş olan alacaklının, bu borçlulara yeniden “ödeme emri” göndermesi halinde, borçlulara ikinci kez itiraz hakkı tanımış olacağı-
Takip konusu kredi alacağının/alacaklarının (her bir alacak kalemi bakımından) davalının imzasının olduğu sözleşmeden/sözleşmelerden doğup doğmadığı, başka bir deyişle takip konusu alacağın/alacakların kaynağının davalının imzasının bulunduğu genel kredi sözleşmeleri uyarınca kullandırılan krediler olup olmadığı açıkça tespit ettirilip davalının imzasının olduğu sözleşmelerden doğan bir alacağın olması halinde alacak hesabı yaptırılarak sözleşme hükümleri, tüm deliller hep birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği- Bankanın yalnızca nakdi alacaklarını varlık yönetim şirketine devrettiği, gayri nakdi alacakların devre konu edilmediği, bankanın hala takibe konu ettiği gayri nakdi alacaklar üzerinde hak sahibi olup davacı sıfatının devam ettiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.