Uyuşmazlık, öncelikle Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davanın esası hakkında verilen kararın nasıl kurulması gerektiğine, kabule göre ise 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine ve uygulanan toplu iş sözleşmesi ilgili hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep konusu fark alacaklarının bulunup bulunmadığına ve hüküm altına alınan alacaklara uygulanması gereken faizin başlangıç tarihi ile türüne ilişkindir...
Davacı kadının yoksulluk nafakası talebi bulunmadığı halde yoksulluk nafakasına karar verilmesinin, hakimin taleple bağlılık ilkesini ihlal ettiği-
Orman suçlarının işlenmesi halinde Orman Kanunu’nun 112 ve 114. maddeleri uyarınca hükmedilecek tazminatların, salt taşınmazın işgali nedeniyle talep edilebilecek olan ecrimisil tazminatının istenilmesine engel teşkil etmeyeceği, diğer bir anlatımla Devlet Ormanlarını korumakla görevli olan davacı orman idaresinin, orman sahalarını hukuki bir dayanağı olmadan kendi malı gibi kullanan ve dolayısıyla ekonomik yarar sağlayan kişi veya kuruluşlardan hem ecrimisil tazminatını, hem de Orman Kanununda düzenlenmiş olan tazminatları talep edebileceği-
Ayıplı malın misli ile değiştirme istemine ilişkin davada, akademik kariyere ve yeterliliğe sahip bilirkişi heyetinden araç üzerinde inceleme de yaptırılarak, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda boya ve arızaların aracın satım tarihinden önce veya sonra gerçekleştiği, boya hatasının imalat hatası olup olmadığı ve aracın bu nedenle gizli ayıplı olup olmadığı yönünde rapor alınacağı-
22. HD. 19.02.2019 T. E: 2017/20312, K: 3656-
Geç teslimden kaynaklı oluşan kira tazminatı istemi-
Alacak davası-
Dava dilekçesinde talep edilen iki daire arasındaki değer farkının bilirkişiye hesaplatılarak hüküm altına alınması gerekirken, HMK. mad. 26/1'e aykırı olarak talebin aşılarak, diğer daireler arasındaki değer farkını da hesaplayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin hatalı olduğu-
Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerekeceği, bir kişinin belli bir davada davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin ileri sürülme zamanının, Yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def'i de olmadığı, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vâkıf olunduğu takdirde re'sen nazara alınması gerekli hukuki bir durum olduğu-
11. HD. 21.04.2016 T. E: 2015/9383, K: 4515-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.