Noter aracılığı ile gönderilen hesap özetine borçluların sekiz günlük süre içinde itiraz etmedikleri anlaşıldığından, ihtarnamedeki yazılı asıl alacak miktarı kesinleşmiş olup, borçluların kesinleşen miktara itiraz edemeyecekleri, ancak, ihtarnamenin düzenlenme tarihinden temerrüt tarihine kadar talep edilen akdi faize ve temerrüt tarihinden takip tarihine kadar talep edilen temerrüt faizine itiraz haklarının olduğu- Mahkemece, itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesindeki miktar esas alınarak akdi faiz ve temerrüt faizi hesaplanıp, alacaklının da kabulünde olan 40.000,00 TL'lik ödeme, İİK'nun 33. maddesi kapsamında değerlendirilerek mahsup edilmeli, ihtarname ile tebliğ edilmediğinden kesinleşmemiş olan 33.780,00 TL'lik alacak yönünden de değerlendirme yapılarak, takip tarihi itibariyle alacak miktarı bu şekilde belirlendikten sonra talep edilen fazla alacak miktarı varsa, bu kısım yönünden takibin iptaline, aksi halde şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ayrıca «müteselsil borçlu» ya da «müteselsil kefil» durumunda olmadıkça borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotek borçlularına ihbarda bulunulmadan haklarında takip yapılamayacağı-
(01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen) ipotek senedinde yer alan kefalet kaydının geçerli olduğu- İtirazın iptali davasında, takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olduğu miktar ve kefalet limiti gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği-
İpotek limidinin aşıldığı hususundaki istemlerin kamu düzenine ilişkin olup süresiz şikayete tabi olduğu-
Kesin borç (karz) ipoteğinin, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alacağı, alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden, ipoteğin kaldırılmasına ancak anaparanın, gecikme faizinin, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi halinde karar verilebileceği, taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanmasının zorunlu olduğu-
İİK'nın 149. maddesi içeriğinden, asıl borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği anlaşıldığından, asıl borçlu yönünden tesis edilen tedbir kararının zorunlu takip arkadaşları olan ipotek malikleri yönünden de sonuç doğuracağının kabulü gerekeceği-
İpotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva etmese dahi krediyi kullandıran tarafın krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa-orta-uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayri nakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse icra müdürünün 149. madde uyarınca işlem yapacağı-
Sıra cetvelinde davalıya ayrılan paydan öncelikle davacı alacağının karşılanmasına, artan tutar olursa, bunun davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, davalının yerinin iptaline şeklinde karar vermiş olmasının bozmayı gerektirdiği-
İpoteğin ayni bir hak olduğu, taşınmazın tamamı üzerine konul-duğunda bölünmesinin mümkün olmadığı, borçtan sorumlu olanın “kişi-ler” olmayıp taşınmazın kendisi olduğu-
Müstakilen haczedilmek istenen taşınırın ipoteğin kapsamında bulun-ması nedeniyle İİK. 83c uyarınca -taşınmazdan ayrı olarak- haczedilmemesi (ya da konulmuş olan haczin kaldırılabilmesi) için, hem taşınmazın akit tab-losunda yazılı olması ve hem de MK’nun 686. maddesinde tarif edilen şekilde «eklenti» niteliğini taşıması gerektiği- Bu konuda oluşturulacak bilirkişi kurulunda bir hukukçuya da yer verilmesi gerekeceği

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.