İİK'nın 149. maddesi içeriğinden, asıl borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği anlaşıldığından, asıl borçlu yönünden tesis edilen tedbir kararının zorunlu takip arkadaşları olan ipotek malikleri yönünden de sonuç doğuracağının kabulü gerekeceği-
İpotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva etmese dahi krediyi kullandıran tarafın krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa-orta-uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayri nakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse icra müdürünün 149. madde uyarınca işlem yapacağı-
Sıra cetvelinde davalıya ayrılan paydan öncelikle davacı alacağının karşılanmasına, artan tutar olursa, bunun davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, davalının yerinin iptaline şeklinde karar vermiş olmasının bozmayı gerektirdiği-
İpoteğin ayni bir hak olduğu, taşınmazın tamamı üzerine konul-duğunda bölünmesinin mümkün olmadığı, borçtan sorumlu olanın “kişi-ler” olmayıp taşınmazın kendisi olduğu-
Müstakilen haczedilmek istenen taşınırın ipoteğin kapsamında bulun-ması nedeniyle İİK. 83c uyarınca -taşınmazdan ayrı olarak- haczedilmemesi (ya da konulmuş olan haczin kaldırılabilmesi) için, hem taşınmazın akit tab-losunda yazılı olması ve hem de MK’nun 686. maddesinde tarif edilen şekilde «eklenti» niteliğini taşıması gerektiği- Bu konuda oluşturulacak bilirkişi kurulunda bir hukukçuya da yer verilmesi gerekeceği
Borçlunun adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı adresinin bulunmaması halinde ipotek akit tablosunda yazılı adresine daha önce usulüne uygun tebligat yapılmamış olsa bile Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılabileceği- İhalenin feshi isteminin 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığından bahisle istemin reddine karar verilmesi gerekeceği- İhalenin feshi isteminin 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığından bahisle istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafından takipten önce gönderilmiş bir muacceliyet ihtarının bulunmadığı, muacceliyet ihtarının takipten ve icra emrinin düzenlenmesinden sonra gönderildiği anlaşıldığından, borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatılmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, o halde, mahkemece; şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı banka ile borçlu şirket arasında akdedilen kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil olan şirketin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı için tesis edilmiş ipotekle ilgili, ipotek akit tablosunda yer almayan ve İİK. 149. maddesi anlamında borçlu olmayan şirket hakkında ipotekli takip yapılamayacağı, kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle alacaklı tarafından bu şirket hakkında sadece genel haciz yoluyla takip yapılabileceği, borçlu şirket hakkındaki takibin iptali gerekeceği-Borçlu tarafın eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından, alacaklı tarafça talepte bulunulduğu takdirde mahkemece, takibin asıl borçlu şirkete yöneltilmesi için alacaklıya kesin süre verilmesi, verilen süre içinde alacaklı tarafından ek takip talebi düzenlenerek takibin asıl borçluya yöneltilmesi (icra emri gönderilmesi); verilen kesin sürede takibin asıl borçluya yöneltilmemesi halinde ise takibin iptali yönünde karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece davacının talebi üzerine daha önce hükmedilen yargılama giderleri davalı aleyhine değiştirilmiş olup hüküm fıkrasının davalı aleyhine sorumluluğunu arttıracak şekilde düzeltme yoluyla değiştirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İpotekli takiplerde, takip sonunda üçüncü kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olduğundan, o kişi hakkında da takip yapılması gerektiği, şu hale göre ipotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşı olduğu, bu husus mahkemece re'sen gözönünde bulundurulacağı- İpotekli taşınmaz maliki 3.kişi şikayetçi hakkında yapılmış bir takip bulunmadığına göre takibe devam edilmesi ve hakkında takip olmayan 3.kişiye ait taşınmazın satışı mümkün olmadığından, yapılan ihale de yok hükmündedir.
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.