Alacaklının distribütörlük ilişkisinden doğan teminat ipoteğinden dolayı genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile borçlu hakkında takip yapamayacağı, cari hesap ve kredi ilişkisi olmaması sebebiyle İİK.m.150/ı maddesinin uygulanamayacağı-
Borçlu ile ipotek veren 3.kişiye icra emri gönderilebilmesi için banka tarafından kullandırılan bir kredinin bulunması gerekeceği-
İpotek tesisinden sonra, davacı (borçlu) kooperatifçe yapılan ödemelerin ipotek borcuna karşı yapıldığı açıklanmadığı için, davalı şirketin yapılan ödemeyi muaccel hale gelmiş dilediği alacağına mahsup etme hakkının olduğu, yüklenicinin inşaattan doğan alacağı için kanuni ipotek hakkının da mevcut olduğu, bu durumda, davacı tarafça kaldırılması istenen ipoteğin, inşaat masrafları olarak borçlanılmış bulunan 555.400.000. TL. için tesis edilmiş olduğunun kabulü ile davalı yüklenici tarafından davacı kooperatif aleyhine açılan istihkak alacağı davasının sonucunun beklenilmesi ve yüklenicinin bir alacağı olduğu saptandığı takdirde ipoteğin o miktar kadar geçerli olduğu gözetilmek suretiyle gerekli karar verilmesi gerektiği-
İpoteğin, inşaat masrafları için, teminat olarak kurulmuş olması halinde, alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile -ilamsız- takip yapacağı—
‘5 ay vadeli ve faizsiz olarak’ kurulmuş olan ipoteklerde, ipotek akit tablosunda belirtilen ‘5 aylık vade’ sözcüklerinin faiz ödemeden geçecek zamanı ifade etmekte olduğu, bu dönemin geçmesinden sonra talep tarihine kadar anapara ve eklentilerinin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılması gerekeceği–
Mahkemece, davacının satın aldığı konut üzerindeki ipoteği bilerek devraldığı, ipotek akit tablosunda dava dışı U. Gürpınar’ın tüm borçlarının ipotek kapsamında olduğunun belirtildiği, bu nedenlerle konut kredisi borcunun bitmesiyle ipoteğin fek edilemeyeceği, dava dışı U. Gürpınar’ın kredi kartı ve kefalet borçlarının mevcudiyetinin ihtilafsız olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece itirazın iptaline karar verilmesi nedeniyle borçlunun itirazının haksız olduğu anlaşılmış olup alacak likit (belirlenebilir) olduğundan hüküm altına alınan toplam alacak miktarı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
Alacaklının, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlattığı takipte, borçlu, taşınmazın asıl borçlunun borcuna karşılık ipotek eden malik olarak üçüncü kişi konumunda olup, icra dosyasında yapılan ihale sonucu, taşınmazın borç bedelini tam karşılamadığı anlaşılmakla İİK.'nin 152. maddesi gereğince rehin açığı belgesinin asıl ipotek borçlusu adına düzenlenmesi gerekeceği-
İpoteğin üst sınır ipoteği olması halinde borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumlu olup, ipotek aktinin niteliği gözönüne alındığında limitin aşıldığı yönündeki şikayetlerin süreye tabi olmadığı-
Davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerekirken esastan reddine karar verilmesi ve bunun sonucu olarak davacı aleyhine fazla vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.