Mahkemece, davacının satın aldığı konut üzerindeki ipoteği bilerek devraldığı, ipotek akit tablosunda dava dışı U. Gürpınar’ın tüm borçlarının ipotek kapsamında olduğunun belirtildiği, bu nedenlerle konut kredisi borcunun bitmesiyle ipoteğin fek edilemeyeceği, dava dışı U. Gürpınar’ın kredi kartı ve kefalet borçlarının mevcudiyetinin ihtilafsız olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece itirazın iptaline karar verilmesi nedeniyle borçlunun itirazının haksız olduğu anlaşılmış olup alacak likit (belirlenebilir) olduğundan hüküm altına alınan toplam alacak miktarı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
Alacaklının, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlattığı takipte, borçlu, taşınmazın asıl borçlunun borcuna karşılık ipotek eden malik olarak üçüncü kişi konumunda olup, icra dosyasında yapılan ihale sonucu, taşınmazın borç bedelini tam karşılamadığı anlaşılmakla İİK.'nin 152. maddesi gereğince rehin açığı belgesinin asıl ipotek borçlusu adına düzenlenmesi gerekeceği-
İpoteğin üst sınır ipoteği olması halinde borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumlu olup, ipotek aktinin niteliği gözönüne alındığında limitin aşıldığı yönündeki şikayetlerin süreye tabi olmadığı-
Davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerekirken esastan reddine karar verilmesi ve bunun sonucu olarak davacı aleyhine fazla vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekeceği-
Tebligatın borçlunun daha önce kendisine tebligat yapılan ipotek akit tablosundaki adresine gönderilmesi istenmiş olup; bu adrese gönderilen tebligatın iadesi üzerine icra dairesince Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usule uygun olduğu-
İİK'nun 58/3. maddesinde alacağın veya istenen teminatın Türk Parası ile tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi, İİK'nun 58/4. madde de ise takip yollarından hangisinin seçileceğinin takip talepnamesinde gösterileceği-
Her ne kadar kredi sözleşmelerine dayalı ilamsız takiplerde asıl borçluya tebliğ edilmiş ihtarname ve hesap özetlerine dayanılmamış ise de bu takipler itirazsız kesinleştiğinden temlik edilen alacağın varlığının icra mahkemesince artık tartışma konusu yapılamayacağı, ancak alacağın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe konulduğu ve itiraza uğradığı, bu halde alacağın ipotekli takipte tahsil edilebilirliğinin icra mahkemesince yukarıda yer verilen ipotekle ilgili yasal düzenlemeler kapsamında değerlendirilmesinin gerekeceği-
Krediyi kullandıran tarafça, noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine gönderilen hesap özetine, tazmin talebine veya ihtara tebliğ edildiği tarihten itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde, ihtardaki borç miktarının kesinleşeceği, ancak, böyle bir durumda, borçlunun, kesinleşen borç miktarına ilişkin ödeme belgesi sunmak suretiyle itfa itirazında bulunabileceği gibi; ihtarnamedeki borç miktarına, takip tarihine kadar işletilen faiz miktarı ve faiz oranına da itiraz edebileceği-
İİK. 150/ı maddesi çerçevesinde yapılan takiplerde, borçlunun kendisine gönderilen hesap özetine 8 gün içinde noter marifetiyle itiraz ettiğinin anlaşılması halinde alacaklının alacağının İİK’nun 68/b maddesi çerçevesince alacağını ispat edebileceği, bu konuda icra mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonuca ulaşılabileceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.