Tasarrufun iptali davası-
TBK.'nun 19. maddesine (muvazaa nedenine) dayalı tasarrufun iptali davalarında borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş ve davacının alacağının 'gerçek bir alacak' olması gerektiği- Davanın TBK.'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı olduğu iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu- TBK.'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amacın, borçlunun yaptığı tasarrufi işlemelerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamak olduğu-
İhtiyati haciz, icrai hacze çevrildikten sonra ihtiyati haciz tutanağının İİK. mad. 105’deki koşullar çevresince «aciz belgesi» niteliği taşıyacağı— Tasarrufun iptali davasının dinlenme koşullarından birisinin de davacı- alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında yapılmış olan icra takibinin kesinleşmiş olması gerektiği-
Davacının hamili olduğu çekin davalı banka nezdinde kaybolduğu ve davacının keşideciden alacağını tahsil edemediği bir durumda, davalı bankanın zarardan sorumlu olabilmesi için ayrıca bankanın çeki kaybettiği tarih ile davacının keşideci aleyhine hukukî yollara başvurması gereken makul süre içerisinde var ise çek hesabında bulunan paranın tahsilinin imkânsız hâle gelmesi veya bu zaman aralığında keşidecinin malvarlıklarını elinden çıkarması olgusunun kanıtlanması gerektiği- Bu hususlarda hiçbir araştırma ve değerlendirme yapılmadan davanın kabulüne karar verilemeyeceği- "Dava konusu çek kaybedilmemiş olsaydı dahi davacının alacağına kavuşamayacağı yönündeki savunmanın illiyet bağını kesen bir husus olduğu ve dolayısıyla illiyet bağının kesildiğinin davalı banka tarafından ispatlanması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Mahkemece, ilgili bankadan mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren hesap hareketleri temin edilerek mirasçıların terekenin benimsenmesine yönelik eylemlerinin bulunup bulunmadığının denetlenmesi ve ölüm tarihi itibari ile hesapta para bulunması durumunda terekenin aktifi kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği- .......... Tapu Müdürlüğü'nün ........... tarihli yazı cevabında muris adına aktif veya pasif taşınmaz kaydına ulaşılamadığı bildirilmiş ise de dosyada mevcut murisin ekonomik ve sosyal durumuna ilişkin ................ tarihli araştırma tutanağında murisin ölmeden önce kendisine ait evde ikamet ettiğinin belirtildiği, yazı cevapları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiş olmasının doğru olmadığı- İlgili Tapu Müdürlüğü'nden taşınmaz kayıtları ve mirasbırakanın ölümünden sonra gerçekleştirilen işlemler getirtilerek mirasbırakanın net terekesinin belirlenmesi ve mirasçıların terekeyi benimsemeye yönelik eylemlerinin bulunup bulunmadığının denetlenmesi gerekeceği-
Tasarrufa konu taşınmazın satış tarihinde belirlenen değeri gözetildiğinde, İİK'nın 278/2 maddesinde belirtilen edimler arasındaki aşırı fark olmadığı ve İİK'nun 280. madde kapsamında davalının, borçlunun mali durumunu ve alacaklıları ızrar kastını bildiği veya bilmesi gereken kişilerden olduğu ispatlanamadığından, bu davalı yönünden davanın reddi gerektiği- Haciz tutanağında borçlunun ev adresine gidildiği bu adreste oturduğu tesbit edildiği ancak adres kapalı olduğundan çilingirle girilmediği belirtildiğinden, bu zaptın İİK'nun 105 niteliğinde bir belge olduğundan söz edilemeyeceği ve bu nedenle tasarrufun iptali davasının ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği- Yargılama sırasında tasarrufa konu malın üçüncü kişi tarafından devredilmesi halinde, davacı alacaklının davayı bedele dönüştürüp dönüştürmeyeceği veya devredilen şahısları davaya dahil edip etmeyeceği belirlenmesi gerektiği-
6183 sayılı Kanun uyarınca, kamu alacağından dolayı açılan davalarının amacının, «borçlunun kötüniyetli tasarruflarının, kamu alacağının tahsiline yetecek miktardaki kısmının, kamu idaresi bakımından hükümsüz olacağına, kamu idaresini bağlamayacağına hükmetmek» olduğu-
Tasarrufun iptali davalarında, üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında ve icra dosyasındaki asıl alacak ve ferileriyle sınırlı olarak nakden tazminle sorumluluğunun değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu edilen taşınmazın dava dışı 4. şahısa devir tarihi itibariyle gerçek değerinin tespiti gerektiği- Tasarrufun iptali davalarında müddeabih ve dolayısıyla harcı belirleyecek değerin, borç miktarı ve tasarrufa konu taşınmazın değeri dikkate alınarak belirleneceği ve hangisi az ise harç alınacağı-
İİK mad. 277 ve devamı hükümlerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin görülen davalarda, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyor ise, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmiş ise, bu durumu tespit eden haciz tutanağı geçici aciz vesikası niteliğinde olacağı-
Borçlunun «hiç malı bulunmadığına» dair icra müdürlüğüne yaptığı beyan -İİK. 105, 143’de tanımlanan- aciz belgesi niteliğinde midir?

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.