İflâs idaresince, iflâstan sonra müflise ait işyerinde çalışan işçilerin iş akitlerinin feshedilmemiş olması halinde, işyerinde fiilen çalışmaya devam eden bu işçiler nedeniyle SSK lehine tahakkuk eden prim borçlarının "masa borcu" olarak ödenmesi gerekeceği–
Noterliği’n vekaletnamesinde, D.. İnşaat Turizm … Ltd. Şti. adına şirket müdürü ... tarafından, borçlunun şirketle ilgili bir takım işlerde vekil tayin edildiği görüldüğü- Çeki imzalayan borçlunun şirket ortaklar kurulu kararı ile ticari mümessil ya da ticari vekil olarak atanmadığı anlaşıldığından şirketi borçlandırma yetkisi olmadığı- TTK.nun mad. 818 ve 678 gereğince, borçlu tarafından imzalanan çek nedeniyle D.. İnşaat Turizm … Ltd. Şti. sorumlu tutulamayacağı- Çekin, banka kredisi ile ilgili olmak üzere düzenlendiği iddia ve ispat olunamadığı- Mahkeme takibe konu çekten borçlunun şahsen sorumlu olması nedeniyle alacaklının isteminin kabulü ile itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Bir alacaklı tarafından "kayıt kabul davası" açılmış olması halinde, borçlu-müflisin ya ‘kayıt kabul davasının sonucunun bekleyip, o davada kesinleşecek alacak miktarını karşılamak suretiyle’ ya da ‘kayıt kabul davasının sonucunu beklemeden, o davadaki alacak miktarını karşılayacak teminat göstermek suretiyle’ iflâsın kaldırılmasını isteyebileceği–
Uyuşmazlık; İİK’nın 308/a maddesinde konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklının kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklıların ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabileceğinin belirtilmesi karşısında, konkordato talep edenler vekili tarafından kanunda öngörülen on günlük istinaf süresinden sonra ancak İlk Derece Mahkemesince gösterilen kanun yolu süresi içerisinde verilen istinaf dilekçesinin süresinde kabul edilmesinin gerekip gerekmediği, buradan varılacak sonuca göre Bölge Adliye Mahkemesince konkordato talep edenler vekilinin istinaf dilekçesinin, süresinden sonra verildiği gerekçesiyle reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır..
Sıra cetveline kayıtlı alacakların ödenmiş olduğunun saptanması halinde, mahkemece "iflâsın kaldırılmasına" karar verilmesi gerekeceği–
Somut olayda, komiser heyetince nihai rapor 03.11.2020 günü ibraz edilmiş olup araya Covid-19 tedbirleri kapsamında uzatma süresi girmiş ve nihayet mahkemece kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşıldığından kesin mühletin hitamından sonra İcra ve İflâs Kanunu'nun kesin mühletin uzatılmasına olanak sağlayan 289/5 ve diğer maddeleri gereğince önce üç ay, sonra iki ay, sonra yirmi gün ve sonra da bir ay süre ile kesin mühletin uzatılmasına karar verilmiştir. Mahkemenin incelemenin tamamlanamaması nedeniyle verdiği toplam sürenin hesabında hataya düşerek 20 günlük süre aşılması taraflara (borçlu-alacaklı) yüklenebilecek bir kusur değildir.
Alacaklılar tarafından yapılacak olan "konkordato mühleti verilmesini gerektiren bir durum bulunmadığına" ilişkin itirazların icra mahkemesince ve "konkordatonun tasdiki" işleminin de ticaret mahkemesince, konkordato mühleti içinde sonuçlandırılması gerekeceği- Konkordato mühleti olarak verilmiş (ve daha sonra uzatılmış) olan süre geçtikten sonra yapılan takiplerin geçerli olacağı-
SSK'nun alacağının, iflâsın açıldığı tarihte "asıl alacak ve gecikme zammı"ndan oluşan tutarının masaya kaydının gerekeceği, iflâsın açılmasından sonra -İİK. 196/III uyarınca- işleyecek "gecikme zammı"nın masaya kaydedilemeyeceği, ancak tüm alacaklar karşılandıktan sonra masa aktinde para artması halinde, bu artan paradan ödeneceği–
İpotek borçlusuna gönderilen hesap kat ihtarnamesi tebligatının usulüne uygun olduğu, konkordatoya ilişkin mahkeme kararında rehinli takiplerin yapılmasını engelleyen bir düzenleme bulunmadığı ve bu suretle asıl borçlu hakkında ipotekli takip başlatılmasının usulüne uygun olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.