Kesinleşmiş borcunun bulunduğu ve dava konusu taşınmazı oğlu olduğu anlaşılan diğer davalıya devrettiği, dolayısı ile yaklaşık ispat koşulları gerçekleşmiş olduğu halde, mahkemece bu durum değerlendirilmeden, hatalı bir takım gerekçelerle talebin reddine karar verilmesi HMK m.353/1-a/6'daki hali oluşturduğundan, davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının yerinde olduğu; bu durumda, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararının HMK m. 353/1-a/6 uyarınca kaldırılmasına-
Kanun yolu açık olan bir kararın mahkeme tarafından kesin olarak verilmiş olmasının kanun yoluna başvurmayı engellemeyeceği–
Takibe itirazın, bu ihtiyati haciz kararının kesin hacze dönüşmesine engel teşkil edeceği-
Bono üzerinde adı geçen kişinin asıl borçlu olarak ismi yazılı bulunduğundan bonodan kaynaklanan borç nedeniyle sorumluluğunun söz konusu olduğu, bono metninde yer alan Limited Şirket ise asıl borçluya aval veren durumunda olup bono üzerindeki her iki imza asıl borçlu ile aval veren yönünden atılmış bulunduğundan, asıl borçlu durumunda bulunan ihtiyati hacze itiraz eden gerçek kişinin itirazının reddedilmesi gerekirken mahkemece imzaların kaşe üzerinde bulunması hususu yanlış değerlendirilerek ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
İİK'nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz nedenleri sınırlı olarak sayılmış olup, bunların kararın dayandığı sebepler, teminat ve mahkeme yetkisi olarak belirtildiği, İİK'nın 265. maddesinde sayılan nedenlere dayanmayan ve özellikle iflas ertelenmesi dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararının ihtiyati haciz istenmesine engel olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmadığı-
Davalının çekin hile ile elinden alındığına dair itirazın İİK'nın 256. maddesinde sayılan ihtiyati hacze itiraz sebeplerinden olmadığı-
İcra ve İflâs Kanunu'nun 265/I kanun hükmündeki mahkeme ihtiyati haciz kararını veren mahkeme olup, menfi tespit davasına bakan mahkemenin alacağın esasını inceleyen mahkeme olarak nitelendirilmesi suretiyle görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İhtiyati hacze konu edilen alacağın kat ihtarı keşide edilmek suretiyle muaccel hale geldiği, ipoteklerin, asıl borçlunun doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak alındığı, kefaleti temin eden bir ipoteğin bulunmaması nedeniyle, "ihtiyati hacze itirazın reddine" karar verilmesi gerekeceği-
Kefilin, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile borcun ödenmesini üstlenmiş olması halinde, alacaklının asıl borçluya müracaat ve rehinleri satmadan önce kefil aleyhine takipte bulunabileceği ( Not: Yeni TBK. m 586/I de yapılan yeni düzenleme ile; alacaklının müteselsil kefil hakkında icra takibinde bulunmadan önce borçluya gönderdiği ihtarın sonuçsuz kalması veya borçlunun açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde bulunması gerekmektedir)-
Bono lehtarı tacir olmadığı ve bonoya konu edilen alacağın ödeme yeri mahkemesinde ihtiyati haciz talebinin ileri sürülebileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.