İİK.nun 53.maddesi uyarınca yapılan bildirimin bir ödeme emri niteliğinde olmayıp, bir ödemeye davet olduğu- Bu davete itiraz edilmiş olması, kesinleşen takibe karşı itirazın iptali davası açılmasını mümkün kılmayacağı, mirasçıların borçtan ancak menfi tespit davası açmak ya da süresi içinde mirası reddederek kurtulabileceği, bu durumda mahkemece davanın kesinleşmiş takibe karşı itirazın iptali davası açılamayacağı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan reddi gerektiği-
Takip konusu senetteki imzanın davacının elinin ürünü olmaması halinde "menfi tespit davasının kabulüne" karar verilmesi gerekeceği-
İİK.nun 72/4. maddesi hükmüne göre, menfi tesbit davasının borçlu lehine hükme bağlanması halinde, borçluyu menfi tesbit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa borçlu yararına tazminata hükmedilebilineceği-
Taraflar arasındaki ihtilaf sulh sözleşmesi gereğince takibe konulan çek ve senetten dolayı davacının borçlu olup olmadığının tespitine ilişkin olup, ihtilaf 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanun'un uygulanmasını gerektirmediğinden asliye ticaret mahkemesince görevsizlik kararı verilemeyeceği-
İİK 72/3. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği ancak borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15 inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği- Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte takibe konu kambiyo senedi altındaki imzaya itiraz İİK m.170 özel olarak düzenlendiğinden imza inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında sonraki genel kanun olan HMK'nın 209. madde hükmünün uygulanamayacağı, davaya dayanak senetteki imza da davacıya ait olduğundan ihtiyati tedbir kararının yerinde olmadığı-
Taraflar arasındaki birleştirilen genel kurul kararının iptali-menfi tespit davası-
50.000.00 TL.bedelli çek nedeniyle menfi tespit istemi-
Bono nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin davada, yargılama sırasında davacı vesayet altına alınmış ve kendisine sulh hukuk mahkemesince vasi tayin edildiği, 4721 sayılı TMK 462/8. maddesi uyarınca vesayet makamından davaya devam edilmesi hususunda izin alınması ve vasi aracılığıyla veya vasinin tayin ettiği vekil aracılığıyla davaya devam olunması gerekirken, mahkemece davacının dava ehliyeti sona ermesine rağmen yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dava, icra takibine konu senet nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir...
Asıl davada davacı- karşı davada davalı şirketin 08/10/2005 tarihli genel kurulunda alınan sorumlu bulunan yönetim kurulu üyeleri ile denetçiler hakkında hukuk davası açılması ve suç duyurusunda bulunulması için denetim kuruluna yetki verilmesine ve ibra edilmemeye ilişkin 5 numaralı kararın iptali, 2004 yılı faaliyetlerinden dolayı karşı davacılara sorumluluk tevcih edilemeyeceğinin tespiti istemlerine-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.