İİK 40 maddesi gereğince Yargıtay bozma ilamından dolayı icra muamelelerinin duracağından bahisle icra müdürlüğünün ''Yargıtayın bozma kararı ile tüm işlemlerin durduğu'' gerekçesiyle alacaklının haciz talebinin reddine ilişkin kararının doğru olacağı-
Harici satış sözleşmesindeki satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerektiğinden, sözleşmedeki bedelin, uyarlama ve denkleştirici adalet kuralları, YİBK kararlarının kapsamları ve TEFE-TÜFE endeksleri, altın-döviz kurlarındaki artışlar, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar gözetilerek dava tarihine kadar ulaştığı değerin saptanarak belirlenmesi gerektiği-
Eski hale getirme bedeli infaz aşamasında gözetilecek bir husus olup, üstelik davacının öncelikli isteğinin eski hale getirme olduğu da göz önüne alınarak mahkemece el atmanın önlenmesi ile birlikte eski hale getirilmesi yönünde karar verilmesi gerekirken infaz aşamasında belli olacak eski hale getirme bedelinin hüküm altına alınmış olması doğru olmadığı gibi, harçtan muaf olan davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine harca hükmedilmesinin de isabetli olmadığı-
Akde aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshi, kiralananın tahliyesi ve cezai şart alacağının tahsili istemlerine ilişkin davada; davalı kiracı şirketin işbu sözleşme hükmüne aykırı olarak sözleşmenin imza tarihindeki şirket ortaklık yapısını kiralayanın yazılı iznini almaksızın hisse devri ve takip eden sermaye artırımı suretiyle (%51 hisse toplamını oluşturacak şekilde) değiştirdiği davacı tarafından 11.04.2014 tarihinde keşide edilen ihtarla akde aykırılığın giderilmesi için davalıya 30 günlük süre verildiği ancak verilen sürede ortaklık yapısının eski hale getirilmediği dosya kapsamıyla sabit olup, mahkemece şartları oluşan cezai şart alacağına hükmedilmesi gerektiği-
Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengelerini gözetilerek bunların en uygununa karar verilmesinin gerekeceği-
Davalı ile dava dışı kişiler arasındaki sözleşmenin, tarafı olmayan ve yapılan inşaattan zarar gören davacı için hüküm ifade edemeyeceğinden; dava konusu taşınmazların tedavül kayıtlarının getirtilmesi, eski hale getirme bedelinin tahsili isteği yönünden taşınmazların davacı tarafından temlik edildiğinin belirlenmesi halinde HMK. mad. 125 uyarınca işlem yapılması halen davacı adına kayıtlı taşınmazlar ile ilgili eski hale getirme bedelinin tahsili isteği yönünden inceleme yapılması, bu parseller ile birlikte, davacı tarafından temlik edildiği belirlenen parseller hakkında da işin esasına girilerek soruşturmanın tamamlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Eski hale getirme bedelinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada; davacı tarafından mahallinde yaptırılan tespit sonucu düzenlenen 03/08/2006 günlü ve bilirkişi F.N. imzalı bilirkişi raporunun mahkemece denetlenmediği; aynı şekilde bu dava dosyasında da denetlenmemiş sadece faiz yönünden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı; bu durumda mahkemece mahallinde keşif yapılarak veya itiraza uğrayan tespit raporu üzerinde yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporda belirtilen zararların ve giderilmesi için belirtilen miktarların denetlenmesi, ondan sonra işin esası ile ilgili bir karar verilmesi gerektiği-
Tapulu taşınmazın haricen satın alınmasına dayalı tapu iptali ve tescil ve mümkün olmaması halinde alacak isteğine ilişkin davada, sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren sözleşmede yer alan bedelin TEFE– TÜFE endekslerindeki artışlar ile, altın, döviz fiyat ve kurlarındaki artışlar, işçi ve memur aylıklarındaki artışlar gözetilerek denkleştirici adalet kuralları uyarınca, dava tarihine kadar uyarlaması yapılarak dava tarihinde harici satış senedindeki miktarın ulaştığı değerin belirlenmesi gerekeceği-
Eski hale getirme bedeli taşınmazın gerçek değerinin üzerinde ise eski hale getirme bedeline değil, gerçek değere hükmedilmesi gerektiğinden zarar gören taşınmaz alanının sürüm (rayiç) değeri belirlenmesinin gerektiği-
Sebepsiz zenginleşme davalarında, «zenginleşmenin iyiniyetli sayı-lıp sayılmayacağı»nın MK. 3 hükmüne göre belirleneceği ve «olayın özelliklerinin, zenginleşmenin iyiniyetle olmadığını açıkça gösterdiği durumlarda» bu iddianın ispat edilmiş sayılacağı–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.