Olayın oluş şekli, vehameti, tarafların yaşı ve olay yerinin özelliği, olay tarihi ve tazminat hukukuna ilişkin ilkeler nazara alındığında yersiz ve kabul edilemeyecek gerekçelerle manevi tazminat miktarının düşük seviyede hükmedilmesinin hatalı olduğu- İhtiyari dava arkadaşı davacılar ayrı ayrı manevi tazminat isteminde bulunduğundan ve her bir davacı için kısmen kabul kararı verildiğinden, davacıların her biri için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Temlik konusu tasarrufun sağlararası bir tasarruf olduğu, tasarruf tarihi ile mirasbırakanın ölüm tarihi arasında bir yıldan fazla bir süre geçmesine göre, mirasbırakanın yaptığı tasarrufun mutlak tenkise tâbi tasarruflardan olmadığı- Mirasbırakanın yaptığı tasarrufun yani ölünceye kadar bakma akdinin saklı pay kurallarını etkisiz kılma amacı ile yaptığını davacı tarafın TMK'nın 6. ve 6100 sayılı HMK'nın 190.maddesine göre ispat etmesi gerekeceği, dinlenilen davacı tanıklarının mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılma amacı ile temlikte bulunduğu konusunda beyanda bulunmamalarına ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapılması için sözleşme anında temlikte bulunanın bakıma muhtaç olmasının şart olmamasına ve ekonomik durumunun bozuk olmasına göre mirasbırakanların saklı pay kurallarını etkisiz kılma amacı ile temlikte bulunduğu kanıtlanamadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlular aleyhine başlatılan icra takibi dayanağı ilamda, borçlular aleyhine maddi ve manevi tazminata ve her iki tazminat yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedildiği, ilamın maddi tazminat ve faize ilişkin kısımlar yönünden bozulduğu, alacaklının talebi üzerine, icra müdürlüğünce manevi tazminat alacağı yönünden takibin devamına karar verildiği anlaşıldığından, dayanak ilamın hüküm fıkrasında alacaklılar için hüküm altına alınan manevi tazminatla ilgili olarak, hükmün ayrıca belirlenen nisbi vekalet ücretinin de manevi tazminatın fer-i olarak bozma kapsamı dışında kaldığının kabulü gerektiği ve bu miktar için de, takibe devam olunması gerektiği-
Davalının vekalet görevini yanında çalışan avukatlarla birlikte yerine getirdiği, bu durumun davalı tarafından da bilindiği, nitekim sözleşmede de, rutin dava veya tarafların mutabık olduğu davalarla ilgili duruşmalara, avukatın tevkil edeceği avukatların girebileceğinin belirtildiği, davacının ileri sürdüğü gibi, tevkil edilen avukatlarla birlikte davalı asilin de bizzat duruşmalara girip girmediği ise araştırılmadığı gibi, uzun bir süre, hatta vekaletin başından beri, davalı asilin duruşmalara tevkil edilen avukatlarla birlikte girmiş olması halinde, bu duruma icazet vermiş sayılıp sayılmayacağı, yine uzun bir süre bu duruma sessiz kalınıp, davacının ileri sürdüğü gibi davaların sonlandırılma aşamasına gelindiğinde ve karşı tarafla sulh görüşmelerinin başladığı bir dönemde bu hususun azil nedeni olarak ileri sürülmesinin, hakkın kötüye kullanılması ve objektif dürüstlük kurallarına aykırılık sayılıp sayılmayacağı da tartışılmamış olup; her hakkın kullanılmasında olduğu gibi, sözleşmede tanınan fesih ve azil hakkının da iyiniyet kurallarına uygun olarak kullanılmasının, TMK'nun 2. maddesi hükmü gereği olduğu-
Ceza ilamlarının kesinleşmeden icraya konulamayacakları–
Alt işveren işçilerinin bir kısmının, üstlenilen hizmet dışında asıl veya yardımcı başka işte çalıştırılmalarının, asıl-alt işveren arasındaki sözleşmeyi muvazaalı hale getirmeyeceği, sadece başka işte çalıştırılan işçi açısında asıl alt işveren ilişkisinin unsurlarının bulunmadığının kabul edilmesi gerektiği- 6100 sayılı HMK. mad. 124/4 gereği; dava dilekçesinde tarafın eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde, hakimin karşı tarafın rızası olmaksızın taraf değişikliğini kabul edebileceği-
Paydaşı olduğu 246 ve 248 parsel sayılı taşınmazların 1/4 payının davalıların mirasbırakanı F.'ya ait olduğunu, kendisinin 40 yıl önce taşınmazları haricen satın alarak davalıların açmış olduğu ortaklığın giderilmesi davasına kadar da çekişmesiz bir şekilde zilyetliğini sürdürdüğünü ileri sürerek davalıların murisi F. adına kayıtlı payın iptali ile adına tesciline-
17.10.2011 tarihli iş kazasında yaralanarak %100 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kalan sigortalı ile onun eş ve çocuklarının tazminat istemlerine-
Trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat ve yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.