Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir...
"3116 Sayılı Orman Kanunu'nun 5663 sayılı Kanun'la değişik 1/e maddesine göre çıkarılan "Makilik ve Orman Sahalarının Birleştiği Yerlerde Orman Sınırlarının Tesbitine Ait Yönetmelik" ile bu Yönetmelik uyarınca kurulan maki komisyonları yasal olup yaptıkları işlemler de geçerli olup orman sınırlandırması kapsamında iken söz konusu komisyonlar tarafından makilik alan olarak belirlenen taşınmazlar hakkında, özel kanunlar gereğince oluşturulan tapulara değer verilmesinin gerekeceği-
İcra takibine konu 100.000 USD bedelli bono sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti istemi- Murisin, husumet duyduğu davacının miras payını almasını engellemek ve davacıya zarar vermek üzere davaya konu bonoyu düzenlediği, davalı tarafından borcun kaynağı hakkında delil de sunulmamış olması hususları bir arada değerlendirildiğinde davaya konu bononun muvazaalı olarak düzenlenmiş olduğu, ve davalıların bedelsiz olduğunu bildikleri senedi icraya koyarak kötü niyetle hareket ettikleri sonuç ve kanaatine varıldığı- Yabancı para borcu ile ilgili alacaklarda talep edilen yabancı paranın dava tarihindeki efektif döviz kuru karşılığı Türk Lirası üzerinden, karar tarihindeki tarifeye göre vekalet ücreti ile nisbi karar ve ilam harcının hesaplanması gerektiği- Yabancı paranın karar tarihindeki efektif döviz kuru karşılığı esas alınmak suretiyle hesaplama yapılmasının hatalı olduğu-
Maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşıldığından uygun miktarda tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Davacı avukatların vekil olarak görev almadıkları icra dosyasından akdi ve karşı yan vekalet ücreti talep etmelerinin kanunen mümkün olmadığı- Azleden tarafın, azlin haklı olduğunu ispatlaması gerektiği, davacı avukatların yalnızca kısmi dava açmalarının başlı başına haklı azil sebebi sayılamayacağı- Avukatlık sözleşmesinde ''davanın neticelenmesi sonucu ortaya çıkan değer'' ibaresinden, davacı avukatların, davalı müvekkili adına takip ettiği dava dosyasında dava değeri olarak belirtilen ve mahkemece hüküm altına alınan miktarın anlaşılması gerektiği, dosyada yapılan keşif sonucu belirlenen ancak dava ıslah edilmediği için mahkemece hüküm altına alınmayan meblağ üzerinden akdi vekalet ücretinin hesaplanmasının hatalı olduğu-
Menkul satımında bedelde muvazaa sebebiyle bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin dava-
Davacının, bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlaması gerekeceği; bedelde muvazaa iddiasını keşif ile tespit edilen bedelin tek başına kanıtlamaya yeterli olmadığı; davacı tanıklarının da davalı ile pay devreden arasındaki mülkiyet nakline ilişkin bir görgüleri bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasının kanıtlanamamdığı; bu nedenle, davalıya mülkiyetin naklini sağlayan resmi senet getirtilerek TMK’nın 734. maddesi uyarınca dava konusu payın satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masraf toplamından oluşan önalım bedeli belirlenerek hükümden önce depo edilmesi için davacıya uygun bir süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Kocanın eşine hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, evin kilidini değiştirip, eşini eve almadığı; kadının da davacı eşinin ailesi ile görüşmesini kısıtladığı, eşinin eşyalarını çarşafa sarıp merdiven altına koyduğu ve eşyalarını almaya gelen eşini eve almayıp ,"defolun gidin" diyerek kovduğu boşanmaya neden olan olaylarda davacı kocanın daha ziyade kusurlu olup, TMK'nun 166/2. maddesi koşullarının oluştuğu, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğundan boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Asıl ve birleşen davanın ticari alım-satıma ve çeke dayanan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, mahkemece davaların birbirinden bağımsız olması anlamına gelen ''davaların istiklali prensibi'' uyarınca asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılıp, hüküm kurmak gerekirken mahkemece asıl dava ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmamasının, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de her dava için ayrı ayrı belirlenmemesinin doğru olmadığı-
11. HD. 22.09.2016 T. E: 2015/15638, K: 7434-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.