Dava konusu senet, 'nakden' kaydını taşımakta olup, davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde 'davalının davacıya 100.000. TL borç verdiği, ayrıca komisyonculuk hizmetinden kaynaklanan alacağının bulunduğu, senedin bunlara karşılık düzenlendiğini' savunduğu, dolayısıyla, davalının 650.000. TL’lik kısmı yönünden senedin ihdas nedenini ta' lil etmiş olup, bu miktar bakımından 'alacağının bulunduğunu ispat yükü' nün davalı-alacaklı tarafa ait olduğu-
Olayın oluşumunda davalı icra müdürünün kastının bulunmaması ve iş yoğunluğunun gözetilmesi halinde, davalı hakkında BK.’nun 43. maddesi (şimdi; TBK. mad. 51) gereğince hükmedilecek tazminatta indirim yapılması gerekeceği-
Görevsizlik kararı verilmesi durumunda yargılama giderlerinin görevsizlik kararı veren mahkemece değil, dosyanın gönderildiği mahkemece hükme bağlanacağı-
Taşımaya konu emtia üzerine konulan hapis hakkının yoklukla malul olduğunun tespiti, davacı tarafından depo edilen nakit teminatın davacıya iadesi ile iade tarihine kadar geçen süre için avans faizine hükmedilmesi istemi, karşı dava ise navlun bedeli ile yükleme ve antrepoda muhafazaya yönelik masrafların asıl davada davacı-karşı davada davalıdan tahsili istemi-
Taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, ... İcra Dairesinin 2015/505 esas sayılı dosyasından düzenlenen 15/05/2015 tarihli ödeme emrinde asıl alacağın 23.000,00 Türk lirası (çek bedeli), toplam alacağın ise işlemiş faiz, çek tazminatı ve komisyon bedeli ile birlikte 26.470,95 Türk lirası olarak belirtilmesine karşın, 09/06/2015 tarihli taahhütnamede alacak miktarının 31.042,48 Türk lirası ve asıl alacak miktarı 26.470,95 Türk lirası olarak belirtilmek suretiyle çelişki oluşturulduğu, ayrıca anılan taahhütnamede faiz miktarı 1.610,00 Türk lirası olarak belirtilmiş ve son ödeme tarihine kadar faiz dahil toplam alacak 34.986,91 Türk olarak gösterilmiş ise de; anılan faizin hangi dönemleri kapsadığının net olarak belirtilmediği, bu nedenlerle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında ayrı ayrı gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı-
Davacı tarafın her biri ayrı bir davaya konusu olabilecek istemlerini tek bir dava içinde talep etmiş olması HMK’nin 110. maddesi gereğince dava yığılması niteliğinde olup, kabul edilen bu istemlerin her biri için davacı yararına ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceği-
Tapu kaydında düzeltim davasında, davanın takip edilmemesi nedeniyle dosya işlemden kaldırılmış ve yasal süresi içerisinde yenilenmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise, kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücreti takdiri gerekeceği-
Davalının vekili olmadığından lehine reddedilen kısım yönünden vekâlet ücreti takdirinin hatalı olduğu-
İtirazın iptali davası-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.