İbraname veren alacaklının takibe devam etmesi nedeniyle kötü niyetli sayılması gerektiği gözetilerek İİK’nun m.72/5 hükmü uyarınca davacı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Boşanma davalarında, fiziksel şiddet ve bağımsız konut teminine yanaşmamak söz konusu ise; ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin olduğunun kabul edileceği- Kadının babasının, damadı ile görüşmesinin af niteliğinde bulunmadığı-
Takibe dayanak ilamda “Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan … A.A.Ü.T gereğince …TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine” şeklinde karar verildiği, bu karar gereğince lehine vekalet ücreti hükmedilenin, bu davada davalıları temsil eden ve icra takibinde alacaklı olan vekil değil bizzat davalılar olmakla; anılan ilamın İİK 68/1’deki itirazın kaldırılmasını sağlayan belgelerden olmadığı-
Tarafları aynı olan ve aynı alacaktan kaynaklanan ilamlar için itiraza konu ilamsız takip dosyası üzerinden alacağın tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın takip başlatılmasının usul ekonomisine aykırılık teşkil etmesi sebebi ile, ayrı takip yapılmaması gerektiği, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Kamulaştırma yapacak davacı idarenin, maliklerin adreslerini tespit edip uzlaşmaya davet etmesi, anlaşma olmaması veya ferağ verilmemesi halinde, bedel tespiti ve tescil davası açması gerekeceği- Davacı idarenin, bu davayı açmadan önce davalıları uzlaşmaya davet ettiğine ilişkin dosyada bir belge bulunmadığı, davadan haber alır almaz davalıların dilekçe ile mahkemeye başvurarak davayı kabul ettiklerini belirttikleri ve mahkemece uzlaşılan bedel üzerinden hüküm kurulduğu anlaşılmakla, bu haliyle dava açılmasına davalıların sebebiyet vermedikleri gözetilerek, aleyhlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmediği-
Tapu iptal ve tescil istemiyle ilgili keşifte, keşfe katılacak fen bilirkişisinden yapılacak keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir dayanılan senetlerin kapsamını gösterir ayrıntılı rapor alınması gerekeceği-
İcra vekalet ücreti kalemi hesaplanırken belirlenen asıl alacak miktarı dikkate alınmadan hesaplama yapıldığı görüldüğünden, mahkemece, icra vekalet ücreti yönünden bilirkişiden denetime elverişli ek rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekeceği-
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, takip borçlusu ile onun borçlusu olan banka arasında mevcut olan bir hukuki ilişkiye dayanan, henüz doğmamış olmakla beraber, ileride doğması muhtemel bulunan alacakların müstakbel alacaklar olduğu, ancak borçlu ile banka arasında mevcut bir hukuki ilişkiye dayanmayan, sırf ümit ve ihtimale dayanan alacaklar, devamlılık arz eden bir alacak olmadığından, müstakbel alacak olarak haczi mümkün olmayacağı, bu halde haciz ihbarnamesinin bankaya tebliği anında bankada borçlu adına mevcut olan alacakların haczedilebileceği, bu durumda borçlu ile banka arasında devri edimler doğuran temel bir hukuki münasebet olmadığı, üçüncü kişi bankaya gönderilen haciz ihbarnamesi, doğmuş yada doğacak alacakların haczi ibaresini içerse bile, üçüncü kişi banka haciz ihbarnamesini tebellüğ ettiği tarihteki mevcut durumla sınırlı olarak sorumlu olduğu, davalı banka tarafından sadece haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde mevcut hesap bakiyesine haciz uygulanmasına ilişkin işlem hukuku uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemi-
Davacının hamili olduğu çekin davalı banka nezdinde kaybolduğu ve davacının keşideciden alacağını tahsil edemediği bir durumda, davalı bankanın zarardan sorumlu olabilmesi için ayrıca bankanın çeki kaybettiği tarih ile davacının keşideci aleyhine hukukî yollara başvurması gereken makul süre içerisinde var ise çek hesabında bulunan paranın tahsilinin imkânsız hâle gelmesi veya bu zaman aralığında keşidecinin malvarlıklarını elinden çıkarması olgusunun kanıtlanması gerektiği- Bu hususlarda hiçbir araştırma ve değerlendirme yapılmadan davanın kabulüne karar verilemeyeceği- "Dava konusu çek kaybedilmemiş olsaydı dahi davacının alacağına kavuşamayacağı yönündeki savunmanın illiyet bağını kesen bir husus olduğu ve dolayısıyla illiyet bağının kesildiğinin davalı banka tarafından ispatlanması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.