Tapu iptali, tescil ve alacak davası bozma ilamına uyularak-
Mülkiyet hakkına (taşınmazın aynına/dayalı olarak verilmiş olan -el atmanın (müdahalenin) önlenmesine, tapu iptali ve tescile, taksime ilişkin- ilamların, ilam kesinleşmeden icraya konamayacağı–
4. HD. 03.04.2023 T. E: 2021/26746, K: 4824
Bozmadan sonra davacı İdare'nin vergi alacaklısı olarak açtığı tespit davası(nın) devam ettiği anlaşıldığından, somut olayın özelliğine göre sözü edilen bu dosyada davalılar arasında muvazaalı işlem ve nam-ı müstear olarak yapılan işlem bulunduğunun tespiti halinde, varılan sonuca göre işbu davada davalılar arasındaki işlemlerin muvazaalı olduğu sonucuna varılacağından, mahkemece sözü edilen tespit davasının kesinleşmesi beklenerek tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği- Asıl ve birleşen davalar ayrı birer dava olduğundan davalılar yararına asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken tek vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olmadığı-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 426. maddesinde temsil kayyımı gerektiren haller düzenlenmiş olup, bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa vesayet makamının, ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atayacağı-Temsil kayyımı atanmasına konu menfaat çatışmasının tarafları, temsil olunan ile onun yasal temsilcileri olduğu- Küçüğün menfaati ile yasal temsilcinin menfaati arasında salt soyut bir tehlike olasılığının varlığının da, temsil kayyımı atanması için yeterli olduğu-
Davacının faturalara istinaden alacağın tahsili için davalı aleyhine fatura bedelleri ve işlemiş faizleri üzerinden alacağın tahsili için takibe geçildiği, takibe konu asıl alacağın tamamının (takip tarihinden sonra, ödeme emrinin tebliğinden önce) ödendiği, ödeme emrinin davalıya tebliğ edilip takibe itiraz edildiği, davacı vekilinin davalının işlemiş faize itirazının iptalini istemeyerek sadece icra vekalet ücreti ve masraflar üzerinden takibe devam edilmesini istediği, TTK mad. 1530 gereğince davalının temerrüde düşürülmesi için önceki kanuni düzenlemelerdeki gibi mutlaka bir temerrüt ihtarının gönderilmesine gerek bulunmadığından temerrüdün gerçekleştiği, davalı tarafça yapılan ödemenin takip tarihinden sonra yapılması karşısında işlemiş faiz borcunun da bulunduğu, her ne kadar davacı tarafça işlemiş faize itirazın iptali istenmemiş ise de borçlu olan davalının takip masraflarından ve icra vekalet ücretinden sorumlu bulunduğu- Asıl alacağa yönelik itiraz söz konusu olmadığından, icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verildiği-
Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı kiracıların kira bedelini ve işletme giderini gönderilen ihtara rağmen ödemediklerini belirterek 12.536,56-USD kira alacağı ile 3.988,75-TL işletme alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile kiralananın tahliyesine karar verilmesini istediği; mahkemece istemin kısmen kabulü ile davalılardan H.H.in kira borcunun 2.888,96 ABD Dolar, işletme gideri borcunun 1.998,08 TL, B.Ş. in sorumlu olduğu kira borcunun 8.601,97 ABD dolar, işletme gideri borcunun talep ile bağlı kalınarak 2.000,67 TL olduğunun tespitine, karar verildiği; bu durumda davalılardan H.H.hakkında davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen reddedilen kısım ile ilgili davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinin doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.