Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemi-
Kooperatifin, ortağından olan alacağının tahsili bakımından icra dairesinin yetkisinin kesin yetki olmadığı- 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 7. maddesi uyarınca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 120. maddesinde gösterilen faiz oranı sınırlamasının derdest davalara da uygulanacağı-
“Takip dayanağı senedin, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin teminatı olarak düzenlenmiş olduğu”nun, alacaklının borçlunun ihtarnamesine noter aracılığıyla verdiği cevaptan anlaşılması halinde, mahkemece, senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediği kabul edilerek, takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Müteselsil kefil olarak imzalanan sözleşmede açıkça teminat mektubunun bedelini depo etme yükümlülüğü bulunmayan kefilin bankanın depo talebinden sorumlu olmadığı- Tazmin edilmeyen teminat mektubunun bedelinin depo edilmesinin borçlusunun kefil değil; lehine teminat mektubu verilen asıl kredi borçlusu olduğu-
Tazminat davası-
Mahkemece, borçlunun İİK.nun 169-a/1.nci maddesinde öngörülen nitelikte bir belge ile iddiasını kanıtlayamadığı ve alacaklı tarafından da takip dayanağı çekin teminat senedi olduğuna yönelik bir kabul beyanı bulunmadığı dikkate alınarak istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Vekalet ücretinin hangi taraf yararına takdir olunacağının belirlenmesi için öncelikle uyuşmazlıkta hangi tarafın haklı olduğunun saptanması gerekeceği-
Davalı tarafından imzalanan 20.06.2000 tarihli hesap taahhütnamesinin 4.7.maddesinin “Bankanızca tarafıma verilecek her çek yaprağı için bankanızın hamillere karşı yasal olarak ödemekle yükümlü olduğu tutarlar toplamının (ileride artacak tutarlar dahil) teminatı olarak doğacak borca yetecek miktar için bankanız nezdindeki tüm hesaplarım ile hak ve alacaklarımın ve kıymetli evraklarımın bankanıza rehinli olduğunu, bankanızın bu şekilde temin edilen alacaklarını söz konusu hesaplarımdan veya haklarımdan re'sen tahsile yetkili olduğu gibi talep, dava ve takibe yetkili olduğunu kabul ve taahhüt ederim.”şeklinde olduğu, mahkemece, anılan sözleşme hükmü üzerinde durularak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Davadan önce davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı ve davacının borçlu olup olmadığı hususu yargılamayı gerektirip gerektirmediği ve yerel mahkemece verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olup olmadığı-
Davalılar vekili, “dava konusu borcun ipoteklerle temin edildiğini ve davacı bankaca ipotekli takipler yapıldığını” ileri sürmüştür. Bu durumda mahkemece, ipotekli takip dosyaları celbedilerek asıl borçlu olan davalı şirket yönünden İİK. nun 45 maddesi hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı hususu üzerinde tartışma ve değerlendirme yapılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi için mahkemece “davanın kabulüne” dair verilen kararın bozulması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.