“Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı olduğu”nu ileri süren davalının bu savunmasını isbat etmekle yükümlü olduğu–
İİK. mad. 45 gereğince, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı, yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, ancak, poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki takip hükümlerinin saklı olduğu-İİK. mad. 257 uyarınca, ihtiyati hacze karar verilebilmesi için gerekli koşullardan biri de alacağın rehinle temin edilmemiş olması olduğundan, aleyhine ihtiyati haciz istenenin lehine verilmiş bir rehin söz konusu ise alacaklının rehin tutarı kadar alacağı için öncelikle rehne başvurması gerekeceği-
İ. sözleşmesinin 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İBK uyarınca "yazılı delil" ile kanıtlanabileceği; yazılı delilin bulunmaması halinde delil başlangıcı niteliğini taşıyan bir belgenin varlığı "inanç sözleşmesinin HMK. mad. 202 uyarınca 'tanık' dahil her turlu delile ispatlanabileceği; yazılı delil başlangıcının olmaması halinde ise ikrar veya yemin gibi kesin delillere başvurulabileceği- Davacının yemin deliline başvurması halinde davacıya bu hakkin mahkemece hatırlatılması gerekeceği-
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemi-
Kooperatifin, ortağından olan alacağının tahsili bakımından icra dairesinin yetkisinin kesin yetki olmadığı- 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 7. maddesi uyarınca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 120. maddesinde gösterilen faiz oranı sınırlamasının derdest davalara da uygulanacağı-
“Takip dayanağı senedin, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin teminatı olarak düzenlenmiş olduğu”nun, alacaklının borçlunun ihtarnamesine noter aracılığıyla verdiği cevaptan anlaşılması halinde, mahkemece, senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediği kabul edilerek, takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Müteselsil kefil olarak imzalanan sözleşmede açıkça teminat mektubunun bedelini depo etme yükümlülüğü bulunmayan kefilin bankanın depo talebinden sorumlu olmadığı- Tazmin edilmeyen teminat mektubunun bedelinin depo edilmesinin borçlusunun kefil değil; lehine teminat mektubu verilen asıl kredi borçlusu olduğu-
Mahkemece, borçlunun İİK.nun 169-a/1.nci maddesinde öngörülen nitelikte bir belge ile iddiasını kanıtlayamadığı ve alacaklı tarafından da takip dayanağı çekin teminat senedi olduğuna yönelik bir kabul beyanı bulunmadığı dikkate alınarak istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Vekalet ücretinin hangi taraf yararına takdir olunacağının belirlenmesi için öncelikle uyuşmazlıkta hangi tarafın haklı olduğunun saptanması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.