Genel Kredi Sözleşmesi’ nde müteselsil kefil olan davacının ödediği borçtan dolayı ipotekle temin edilen alacağın ödeme miktarı kadar devir ve temliki istemi-
Takip konusu ipotekli borcun «alacaklının, aralarındaki sözleşme ile üstlendiği yükümlülüğü yerine getirmemesi halinde, alacaklı tarafından takip konusu yapılamayacağının» kararlaştırılmış olması halinde, icra mahkemesinin -şikayet üzerine- bu hususu İİK. 149a maddesine göre inceleyebileceği—
Müteselsilen sorumluluğun bulunduğu durumda da davacının alacağının sorumluların tamamından isteyebileceği gibi bunlardan bir veya birkaçından da isteyebileceği, asıl borçlu veya onun kefillerine gitme zorunluluğunun olmayacağı, bu nedenle davalıların eyleminden kaynaklanan zararın kapsamının belirlenerek varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının, iflas tarihi olan 04.03.2009 tarihi itibari ile davalıya kullandırdığı krediler ve teminat mektuplarından dolayı 33.311.016,47 TL alacağının bulunduğu, iflas idaresince, alacaklı bankanın kayıt başvurusu yapılırken eklenen belgelerinden alacak miktarının hesaplanamadığı, iflas dosyasındaki tapu kayıtlarından davacıya ait 23.06.2004 tarih ve 519 yevmiye numaralı 13.000.000 USD tutarlı ipotek nedeniyle İİK'nun 231. maddesi uyarınca iflas tarihi itibari ile döviz kuru üzerinden 22.399.000,00 TL hesaplanarak rüçhanlı alacak kaydının kabul edildiği, taleple bağlılık ilkesi uyarınca rüçhanlı alacak olarak kabul edilen 22.399.000 ,00 TL mahsup edildiğinde davacının 10.179.016,93 TL daha alacağının bulunduğu ve bu miktar üzerinden iflas masasına adi alacak olarak kayıt edilmesi gerektiğine yönelik mahkeme kararının isabetli olduğu-
Tazminat davası-
Mahkeme gerekçesinde de yer verildiği üzere aynı icra dosyasındaki aynı işlemle ilgili mahkemece karar verilmiş olmakla bu kez şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken “karar verilmesine yer olmadığı” şeklinde hüküm kurulması doğru olmayıp, kararın bozulmasının gerekeceği-
Hayat sigortası sözleşmesine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkin davada, sigorta poliçelerinin dava dışı banka tarafından açılan kredilere teminat olarak düzenlendiği anlaşıldığından, kredi borcu ödenmemiş ise sigorta bedelini talep hakkı öncelikle dava dışı bankaya ait olup, ancak artan kısım varsa davacıların bunu istemesinin mümkün olduğu, konut kredisinin davacılar tarafından tamamının ödenmesi sebebi ile davacıların davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğu-
Çekin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun ve teminat olarak verildiğinin yazılı delille ispat edilmesi gerekeceği-
Kural olarak emekli maaşının haczedilemeyeceği- Emekli maaşının haczedilmesine ilişkin taleplerin, borçlunun muvafakati yok ise, icra müdürü tarafından reddedilebileceği- İcra takibinin kesinleşmiş olması şartıyla haciz sırasında veya hacizden sonra Sosyal Güvenlik Kanunu 93. maddesi kapsamındaki gelir, aylık ve ödeneklerin haczine ilişkin verilen muvafakatlerin geçerli olacağı, bu durumda borçlunun haciz sırasında veya haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebileceği- Emekli maaşının haczedilemeyeceği yasağının sözleşme hukukuna göre kesin olmadığı, bu konuda tarafların iradesine ağırlık verildiği, sözleşmeye bağlılık ve ahde vefa ilkesi gereği muvafakat yoluyla emekli aylıklarına bloke konulabileceği-
Alacaklının, almış olduğu teminatı, kefilin zararına olarak tenkis etmesi veya elinden çıkarması halinde kefile karşı sorumlu olacağı–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.