Kural olarak emekli maaşının haczedilemeyeceği- Emekli maaşının haczedilmesine ilişkin taleplerin, borçlunun muvafakati yok ise, icra müdürü tarafından reddedilebileceği- İcra takibinin kesinleşmiş olması şartıyla haciz sırasında veya hacizden sonra Sosyal Güvenlik Kanunu 93. maddesi kapsamındaki gelir, aylık ve ödeneklerin haczine ilişkin verilen muvafakatlerin geçerli olacağı, bu durumda borçlunun haciz sırasında veya haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebileceği- Emekli maaşının haczedilemeyeceği yasağının sözleşme hukukuna göre kesin olmadığı, bu konuda tarafların iradesine ağırlık verildiği, sözleşmeye bağlılık ve ahde vefa ilkesi gereği muvafakat yoluyla emekli aylıklarına bloke konulabileceği-
Alacaklının, almış olduğu teminatı, kefilin zararına olarak tenkis etmesi veya elinden çıkarması halinde kefile karşı sorumlu olacağı–
İİK'nın 257 ve 258. maddeleri uyarınca, davacının, davalıdan var olduğu iddia olunan alacağın varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesinin aranmadığı, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesinin yeterli olduğu, davacı davada, bu doğrultuda dosyaya sunduğu deliller ve mahallinde yapılan keşif üzerine alınan bilirkişi raporuna dayandığından, davacının, alacağının varlığını yaklaşık ispata yeterli delilleri sunduğunun kabulü gerektiği-
Davacı banka vekilinin dilekçesinde belirtilen müşteri çekleri araştırılarak şayet bu çeklerin davalı tarafça davacı bankaya verildiğinin anlaşılması halinde, davalının isticvabı ile bankaya verme nedeninin açıklattırılarak keza bu çeklerin tahsil edilip edilmediği üzerinde durularak varılacak uygun sonuç dairesinde itirazın iptali davasında bir karar verilmesi gerekirken faks talimatları ve çekler üzerinde durulmadan hükmü kurulmasının isabetsiz olduğu-
Takibin durdurulmasıyla ilgili olarak dosyaya konulan teminat mektubu «borcu sona erdiren» bir belge olmadığından, teminat mektubunun paraya çevrilmesi tarihine kadar alacak için faiz istenebileceği–
Borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleştiği ve menfi tespit davasının, tasarrufun iptâli davasından sonra açıldığı durumlarda, menfi tespit davasının sonucunun, tasarrufun iptali davasına bakan mahkemece bekletici mesele yapılamayacağı - Bankacılık Kanunu'nda -5411 sayılı Kanunun geçici 13. maddesi uyarınca- TMSF tarafından açılan tasarrufun iptâli davalarında aciz belgesi aranması şartının ortadan kaldırılmış olduğu–
Kesinleşmiş mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesi sırasında gözden kaçırılıp incelenememiş olduğu anlaşılmakla, ceza mahkemesi kararlarının hukuk davasına etkisinin üzerinde durulması gerektiği- Maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararının hukuk hâkimini bağlayacağı; ceza mahkemesindeki bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılmasının mümkün olmadığı- Davalı-alacaklının, davacı tarafından mal alınan firmalara verilmek üzere imzalanan senedi davacıya vereceğini söyleyerek çalışanlarından alıp, sonrasında bedel kısmını doldurarak icra takibine koyduğu hususu ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğundan, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılmasının olanaklı bulunmadığı; karar düzeltme isteminin kabulü gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle tazminat istemi-
İcra mahkemesince verilen kararların kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte aynı takip dosyayı nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararlarının kesinleşmek koşuluyla sonraki şikayet yönünden “kesin hüküm” teşkil edeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.