Şekli haciz tutanağında borçlunun haczi kabil malının bulunamadığına ilişkin tespitin, asıl borçluya yönelik tüm yasal yolların tüketildiği anlamına gelmeyeceği-
Bahsi geçen kararda, somut olayda davacı tarafından talep edilen damga vergisi ile ihale karar pulu konusunda kesin delil ya da kesin hüküm oluşturacak herhangi bir husus bulunmadığı, ayrıca davalı tarafından davacı aleyhine yapılan İstanbul 13.İcra Müdürlüğü'nün 2006/18058 Esas sayılı icra takip borcunun davacı tarafından ödendiği, ödeme sırasında sözleşmeden doğan yasal kesintilere yönelik alacak hakkının (sözleşme damga vergisi ve ihale karar pulu) saklı tutulduğu, bu nedenle mahkemece sözleşme hükümleri değerlendirilerek davacı talebi konusunda karar verilmesi gerekeceği-
Teminat mektuplarının paraya çevrilmesi sebebiyle oluşan alacağın, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte istenemeyeceği—
İhtiyati haciz istemine konu edilen bononun teminat fonksiyonunun bulunup bulunmadığı hususu yargılamayı gerektirmekte olup, mahkemece, yaklaşık ispat kurallarının egemen olduğu ihtiyati haciz istemi kapsamında, protokol hükümleri değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilemeyeceğinden, mahkemece, "itirazın kabulüne" karar verilmesi gerekeceği-
Teminat iddiasının borca itiraz mahiyetinde olduğundan İİK'nın 169/a maddesindeki belgelerle ispat edilmesi gerekti- davacı borçlunun alacaklı bankadan kullandığı krediye ilişkin sözleşme kapsamında takip konusu bono ile ilgili hüküm bulunmadığının görüldüğü yine her ne kadar davacı tarafından alacaklı banka hakkında BDDK'ya yapılan şikayetle ilgili olarak banka tarafından bononun kredinin teminat olarak alındığı hususunun bildirildiği beyan edilmiş ise de icra mahkemeleri dar yetkili mahkemeler olduğundan mahkemece söz konusu davada yapılacak incelemenin borcun bulunmadığına ilişkin olması nedeniyle İİK'nın 169/a maddesinde belirtilen nitelikte belgenin sunulmadığı anlaşılarak davanın reddine- Takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmediğinden koşullarının oluşmaması nedeniyle tazminata hükmedilmesine yer olmadığına-
Kambiyo senetlerinden doğan alacaklar aranacak alacak niteliğinde olduğundan bu alacaklar için TBK. mad. 89/1 hükmü uygulanamayacağından ve çekten kaynaklanan borcun alacaklısı borçlunun yerleşim yerinde, birden fazla borçlu bulunması halinde borçlulardan birinin yerleşim yerinde, çekin keşide yerinde, ödeme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunabileceğinden bu hususların gözetilmeden borçlu vekilinin yetkiye dair itirazının reddi kararının doğru olmadığı-
İmar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasına ilişkin ilamlarla ilgili yapılacak ödemelerde 6487 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin hükümlerinin uygulanacağına ilişkin anılan maddenin 12. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiğinden uygulanırlığı kalmadığından, imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasına ilişkin ilamlardan kaynaklı takiplerde, borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacaklarına haciz uygulanmasının hukuka uygun olduğu-
İİK. 277 vd. göre «tasarrufun iptâli davası» açılabilmesi için, davacının davalıdaki alacağından dolayı yaptığı icra takibinin kesinleşmiş olması ve bu takip(ler) sonucu alacaklının «aciz belgesi»ne dayanması gerekirse de, davacı-alacaklı tarafından açılmış veya açılacak alacak (tazminat) davasını sonuçsuz (karşılıksız) bırakmak amacı ile kötü niyetli borçlu davalı ile diğer davalı üçüncü kişi arasında yapılmış olan danışıklı (muvazaalı) mal kaçılmaya yönelik hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptâli için de -BK. 18’e (şimdi; TBK. mad. 19) dayalı olarak- iptâl davası açılabileceği, bu davanın dinlenebilmesi için, davacı-alacaklının ayrıca «aciz belgesi» ibraz etmesine gerek bulunmadığı-
Davacıların murisi ile davalı arasında hayat sigortası poliçesi düzenlendiğini, ancak ticari amaçla sigorta yaptırılmadığını, 6502 sayılı TKHK.nun 2/1. maddesine göre sigorta işlemleri tüketici işlemlerinden sayıldığından aynı Kanun'un 83/2 ve 73. maddelerine göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemeleri görevli olduğu-
Alacaklının distribütörlük ilişkisinden doğan teminat ipoteğinden dolayı genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile borçlu hakkında takip yapamayacağı, cari hesap ve kredi ilişkisi olmaması sebebiyle İİK.m.150/ı maddesinin uygulanamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.